Washington’daki Kongre binasında gerçekleştirilen panelde, Demokrat ve Cumhuriyetçi Kongre üyelerinden oluşan Komite, Çin’in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Müslüman Uygur Türkleri ve diğer etnik azınlıklara karşı “soykırım” uyguladığına dair iddialara yer verdi.
Komite heyetine tercüman aracılığıyla yaşadığı şiddet ve baskıyı anlatan Uygur Türkü Gülbaha Haitiwaji, Çinli polislerin kadınlara uyguladığı tacizler ve dayattığı Çin kültürü hakkında bilgi verdi.
Özbek Türkü Kalbinur Sıddık isimli kadın da bir dönem öğretmen olarak çalıştırıldığı kamplarda, ailelerinden ayrı tutulan Uygur Türkü çocukların içinde bulunduğu psikolojik durum hakkında konuştu.
Çin’den kaçak yollarla ayrıldıklarını belirten kadınlar, Uygur bölgesinde kalan aileleri üzerinden, konuşmamaları yönünde tehdit edildiklerini ifade etti.
Uzmanlar da dinlendi
Komitenin davet ettiği Uygur Türkü Amerikalı avukat Nuri Turkel, ABD’deki Holokost Anı Müzesi görevlisi Naomi Kikoler ve Sincan’daki toplama kampları hakkında belge çalışması yapan Alman araştırmacı Adrian Zenz de Çin’deki ihlaller konusunda tanıklık etti.
Soykırım konusunda çalışmalar yapan Naomi Kikoler, söz konusu kampların, Uygur kökenli kadın ve erkeklerin baskı altında tutulduğu yerler olduğunu söyledi.
“Kongre, Uygur İnsan Hakları Politikası Yasası’nın tam olarak uygulanması için tüm gücünü kullanmalıdır” diyen avukat Türkel de ABD’nin, Uygur Türklerine uygulanan baskıya teknolojik yöntemlerle katkı sağlayan Çinli şirketlere yaptırım uygulamadığına değindi.
Çin kamplarıyla ilgili konuşan Adrian Zenz ise “Önemli ölçüde genişletilen bu tesislere yüz binlerce kişinin kaydırıldığını varsayabiliriz” dedi.
Çin, Sincan’daki işkence iddialarını şiddetle reddederken, terörizmi, ayrılıkçılığı ve dini radikalizmi dizginlemek için “mesleki eğitim merkezleri” kurduğunu iddia ediyor.
TRT