Dünyanın en büyük insani dramlarından birinin yaşandığı Yemen’de İran destekli Husilere karşı kurulan koalisyonun liderliğini Suudi Arabistan yapıyor.

Her ne kadar Husi karşıtı ve meşru kabul edilen güçler olsa da 8 yıldır savaş koalisyon güçleri ile İran’ın destek verdiği Husi güçleri arasında cereyan ediyor.

Yıllardır devam eden ve büyük insani trajedilere yol açan savaşa ve başlayan müzakerelere gelmeden önce, gelin halihazırda Yemen’de kim, nereyi kontrol ediyor birlikte bakalım.

Kim nereyi kontrol ediyor?

Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap koalisyonu ve Yemen Başkanlık Konseyi liderliğindeki Yemen hükümeti, ülkenin güneybatısında Taiz vilayetine bağlı stratejik Babu’l Mendeb ilçesinden Umman sınırına kadar uzanan Arap Denizi kıyısındaki sahil kentlerinin tümünde kontrolü elinde bulunduruyor.

Geçici başkent Aden başta olmak üzere güneydeki Taiz, Ebyen, Lahic, Hadramevt, Mahra vilayetlerini denetiminde tutan hükümet güçleri, ayrıca ülkenin petrol zengini Marib kentinin yanı sıra Cevf’in bir kısmı ile Dali ve Şebve illerini kontrol ediyor.

Bu arada Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Yemen hükümet güçlerine paralel olarak farklı isimler altında eğitip desteklediği Güney Geçiş Konseyine (GGK) bağlı güçler, ülkenin batı kesiminde Taiz’in sahil ilçelerinden başlayıp güneydeki Aden, Ebyen, Şebve ve Hadramevt’in kıyı bölgelerinde aktif olarak öne çıkıyor. BAE’den doğrudan destek alan bu güçler, güney vilayetlerini ve Sokotra Adası’nı kontrol altında tutuyor. GGK ayrıca Dali ve Lahic’de Husilere, Ebyen’de ise hükümet yanlısı güçlere karşı savaşıyor.

Yemen açıklarında Aden Körfezi’nin sonunda 6 adacıktan oluşan Sokotra’da, Suudi Arabistan destekli Yemen hükümeti ile BAE destekli GGK arasında bir güç mücadelesi yaşanıyor.

Başkent Sana Husi kontrolünde

Yemen’de hükümete karşı savaşan Husiler, 21 Eylül 2014’te ele geçirdikleri başkent Sana ve çevre vilayetleri Zemar, İbb, Reyme, Mahvit ve Amran’ın yanı sıra Sada, Hacce ve Hudeyde vilayetlerinin merkezi ile Beyda ve Cevf’in bir bölümünü elinde bulunduruyor.

Husi milisler, Sada kenti ile Kızıldeniz arasından Suudi Arabistan’ın Cazan bölgesiyle komşu Hacce vilayetini de bazı bölgeler hariç elinde tutuyor ve bu cephelerdeki hükümet birlikleriyle çatışıyor.

Bu arada hükümetin kontrolündeki Taiz vilayetinin Kızıldeniz’e uzanan kırsal bölgelerindeki Husiler ile ordu birlikleri arasında da zaman zaman sıcak temas kuruluyor.

Yemen’deki çatışmalarda taraflardan biri de terör örgütü El Kaide. Arap yarımadasının en güçlü yapılanmalarından birine sahip örgüt, ağırlıklı olarak çöl bölgeleri ve bazı sahil kentlerinde etkinliğini sürdürüyor.

Ateşkesten barış müzakerelerine…

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, 2 Nisan 2022’de Yemen hükümeti ve Husilerin hava, kara ve deniz operasyonlarını 2 ay boyunca durdurmayı kabul ettiğini duyurmuş, ateşkes daha sonra iki defa uzatılmıştı. Taraflar arasında 6 ay süren ateşkes 2 Ekim’de sona erdi.

Umman heyeti, Yemen krizine çözüm bulma ve ateşkesin yenilenmesi kapsamında 21 Aralık 2022’de geldiği Sana’da Husi yetkililerle görüştü.

Taraflar arasında ateşkes görüşmeleri sürerken ABD merkezli Associated Press (AP) haber ajansı oldukça ilginç bir haber yayımladı. Yemenli ve Suudi yetkililere dayandırılan haberde, Husiler ile Suudi Arabistan arasında müzakerelerin başladığı iddia edildi.

Meşru Yemen hükümetinden bağımsız olarak yürütülen “gizli müzakerelerden” çıkacak sonuç endişe ile takip ediliyor. Yine bir yetkiliye göre, Suudi Arabistan, ABD ve BM tarafından da onaylanan bir çözüm için aşamalı bir yol haritası geliştirdi.

Kim ne istiyor?

Ayrıca Suudi Arabistan koalisyonun yürüttüğü bazı kısıtlamalar konusunda da sözler verdi. Bu vaatler arasında başkent Sana Havalimanı’nın yeniden açılması ve Hudeyde Limanı’na uygulanan kuşatmanın hafifletilmesi var.

Bir Suudi diplomat ise, ülkesinin Rusya ve Çin’nden İran ile Husilere “gerilimin tırmandırılmaması” için baskı yapmasını istediğini belirtti. İran’ın yapılan müzakerelerden haberdar olduğu da haberde özellikle belirtiliyor.

Öte yandan Husilerin de Suudi Arabistan’dan istedikleri var. Havaalanları ve limanların açılmasının yanı sıra Husiler, koalisyon güçlerinin petrol ve gaz gelirlerinden askerler dahil bütün memurların maaşlarının ödenmesini istiyor.

Söz konusu vaatler ve istekler konusunda net kararlara ise henüz varılmadığı anlaşılıyor. Zira bir Suudi yetkili, memur maaşları konusunda bir anlaşma olmadığını söylüyor. Husilerin kontrol ettiği bölgelerle aralarında bir tampon bölge kurulması da dahil olmak üzere bazı güvenlik garantilerinin kabul edilmesinin ön şart olduğu dile getiriliyor.

Suudiler ayrıca Yemen’in üçüncü büyük şehri olan Taiz’deki kuşatmanın kaldırmasını ve Yemenli taraflarla resmi müzakerelere katılma taahhüdünde bulunmalarını istiyor.

Suudi Arabistan ile Husiler arasında yürütülen gizli müzakerelerden basına yansıyan açıklamalara göre Husiler, başta güvenlik garantileri olmak üzere Suudilerin bazı tekliflerini tamamıyla kabul etmiyor. Ayrıca memur maaşlarının ödenmeden meşru hükümetin kontrolündeki bölgelerden petrol ihracının yeniden başlamasını reddediyor.

Petrol gelirlerinin çoğunu Husiler istiyor

Resmi yetkililere göre Husiler petrol gelirlerinin savaş öncesi bütçeye göre dağıtılmasını öneriyor. Buna göre, nüfusun en yoğun yaşadığı bölgeleri kontrolünde bulunduran Husilerin gelirlerin yüzde 80’ine kadarını alması anlamına geliyor.

Yemenli bir hükümet yetkilisi ise, Yemen Başkanlık Konseyi’nin Suudi Arabistan’ın bir anlaşmaya varmak için “kabul edilemez tavizler” vereceğinden korktuğunu söylüyor.

Peki, müzakereler neden yapılıyor?

Suudi Arabistan 2015 yılından bu yana Yemen’de Husilere karşı hem kara hem de hava operasyonları düzenliyor. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, ülkesinin petrole olan bağımlılığını azaltacak ve sosyo-ekonomik birçok amacı barındıran 2030 hedefleri için Yemen’deki savaşı sonlandırmak istiyor.

Suudi Arabistan, büyük projelerle yabancı yatırımcıları ülkeye çekmek için büyük çaba sarf ederken Husilerin attığı füzelerle uğraşmak istemiyor. Öte yandan Husilerin İHA ve füze saldırıları muhtemel turizm beklentilerini ve petrol tesislerini geliştirme faaliyetlerini de sekteye uğratıyor.

Müzakereleri başlatan bir diğer etken ise, ABD-İsrail ile İran arasındaki gerilim olarak gösteriliyor. Suudi Arabistan, olası bir sıcak çatışmada hem İran hem de Yemen’den başlayacak çatışmalarla yüzleşmek istemiyor.

Diğer taraftan Husiler de 8 yıldır devam eden savaşta hem önemli liderlerini hem de binlerce militanını kaybetti. Milyonlarca Yemenliyi etkileyen insani dram da nüfusun çoğunluğunun bulunduğu Husi kontrolündeki bölgelerde yaşanıyor.

Husiler, kapatılan havaalanları ve limanlarla büyük bir tecrit altında. Her ne kadar İran’dan gelen silahlar ellerine ulaşsa da durumun uzun dönemli sürdürülmesi zor görünüyor.

Yemen’de iki devletli bir çözüme doğru sürecin yol aldığını söyleyen uzmanlar olduğu gibi müzakerelerin sonunun yine çatışmaya çıkacağını söyleyenler de var.

Yemen'de müzakere dönemi: Kim ne istiyor?

Yemen'de müzakere dönemi: Kim ne istiyor?

TRT

By admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir