İşe alımlarda bazen şuna benzer sorular sorulur: “İzmir’deyseniz İstanbul’a taşınır mısınız?”

Uzaktan çalışmayla bu devir sona eriyor, sınırlar ortadan kalkıyor. Bölgeye göre ücretlendirme de, uzaktan çalışmayla birlikte gündeme gelen konulardan oldu. Peki uzaktan çalışma şirketler için maliyet tasarrufuna dönüşür mü?

Uzaktan çalışma yeni bir konsept değil. Aslında uluslararası şirketler pandemiden önce de uzaktan çalışma metotlarını kullanıyorlardı. Tabii bu çok daha kısıtlı kitleler arasında uygulanıyordu. Pandemiden önce Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan Humanyze teknoloji araştırmaları raporu, uzaktan çalışmayla, çalışanların yüzde 10-20 oranında daha fazla çalıştıklarını gösteriyordu. Aynı rapor çalışanların stres seviyelerini ve negatif duygularının azaldığını, kişilerin kendilerine olan güveninin artarak, yakın çalıştıkları kişilerle iletişimi yüzde 40 oranında artırdığını ortaya koyuyordu. 

Araştırmalar pandemide de devam etti. 2021 yılında yapılan araştırmaya göre insanların ofise gitmek istemelerinin başlıca nedeni bir rutin ihtiyaçlarının ve sosyalleşme ihtiyacının olması. Performans ya da verimlilik ofise gitme sebepleri arasında gösterilmiyor. Avusturya, Fransa, Almanya, Japonya, İngiltere ve ABD’de 10 bin 447 ofis çalışanı arasında yapılan global bir araştırmaya göre, çalışanların yüzde 26’sı haftada 3-4 gün ofise gitmek isterken, yüzde 23’ü 1-2 gün ofiste olmayı tercih ediyor. Yüzde 14’ü ise tamamen uzaktan çalışmak istiyor.

Tercihler yaş gruplarına göre de farklılık gösteriyor. 18-29 yaş arası çalışanların yüzde 71’i, 30-39 yaş arası çalışanların yüzde 64’ü ve 40-49 yaş arası çalışanların ise yüzde 62’si hibrit çalışmayı tercih ediyor.

Çalışanların ofise dönmek istememe nedenleri

Araştırmalar, çalışanların ofise dönmek istememe nedenlerini de ortaya koyuyor. Kapalı ortamlarda COVID-19’a yakalanma riski çok daha yüksek. Ofis ortamı da virüsün yayılmasını kolaylaştırıyor. Ofise dönmek istemeyenlerin yüzde 77’si COVID’e yakalanma korkusu yaşıyor. Bunun yanı sıra maske takma zorunluluğu da, çalışanların yüzde 54’ünü ofis ortamlarından uzaklaştıran bir etken olarak ortaya çıkıyor. Tabii tek gerekçe koronavirüs değil… Uzaktan çalışma çalışanların yaşam kalitesini yüzde 40 artırıyor. Esnek çalışma imkanına sahip olmak ve trafikte uzun saatler geçirmenin yerini ev ortamının alması, yaşam kalitesini artıran en önemli faktörler. Çalışanların yüzde 68’i trafikte geçirecekleri süre nedeniyle, ofise dönmek istemiyor.

Pandemide yapılan araştırmalar bunlarla sınırlı değil. Hatta o kadar kapsamlı ki, ırk ve cinsiyete göre de çalışanların yönelimleri incelenmiş. Cinsiyete göre yapılan araştırmalara yakından bakalım.

Evden çalışan kadınlar da daha önce de yapılan araştırmalarda gördük ki, özellikle çocuk sahibi kadınlar, ofiste düzenini daha çok tercih ediyor. Son yapılan araştırma da kadınların yüzde 15,2’sinin iş-yaşam dengesinin kötüleştiğini gösteriyor. Bu oran erkeklerde yüzde 13,8. İş-yaşam dengesi pandemi öncesine göre iyileşenlerin oranıysa azımsanmayacak kadar fazla. Kadınlarda yüzde 64,5, erkeklerde yüzde 69,5. Her ne kadar çocuk sahibi kadınları evde çalışmak daha çok yorsa da, uzaktan çalışmayla verimlilikleri erkeklere göre daha çok artmış. Kadınların yüzde 57,6’sı pandemi öncesine göre daha verimli çalışırken bu oran erkeklerde 51,5’te kaldı. Her iki cinsiyette de verimlilik yüzde elliden fazla artmış.

Lokasyona göre ücretlendirme hayata geçer mi?

Çalışanlar için kriterler bu şekilde sıralanırken, şirketler için önemli olan başka bir nokta var: Maliyetlerdeki azalma. Uzaktan çalışma şirketlerin kira, elektrik, su, teknoloji, ulaşım, internet gibi masraflarını büyük oranda azalttı. Yapılan araştırmalara göre pandeminin ardından çalışanların yüzde 20’lik bir kısmını zorunlu olarak uzaktan çalışmaya yönlendirilecek. Peki uzaktan çalışma şirketler için bir tür maliyet tasarrufuna dönüşür mü? İletişim Stratejisti Fatmanur Erdoğan uzaktan çalışmanın çalışanlar için olduğu kadar, şirketler için de avantajlı olduğu görüşünde.

“Şirketler için maliyet avantajı olduğu gibi, çalışanlar için de bir saatlik yol sürelerinin kısalması, evlerinde, istedikleri ortamda ya da istedikleri şehirden çalışabilme gibi avantajların olması çalışanları da motive eden konular arasında. Amerika’da başlayan bir durum söz konusu; uzaktan çalışmaya geçilecekse lokasyon bazlı ücretlendirmeye geçiş… Uluslararası şirketler için yeni bir konsept olamamakla birlikte diğer şirketler için yeni bir konsept olabilir. Ancak bu yetenekler için ve yaratıcı yetenekler için geçerli bir neden olmayacaktır. Yetenek savaşlarının olduğu bir dönemde, yeteneği lokasyon bazlı bir ücretlendirmeye sokmanız mümkün değildir.”

Uzaktan çalışmanın, büyük ihtimalle hibrit bir şekilde, tüm dünyadan devam edeceğinin altını çizen Fatmanur Erdoğan, bu durumun verimliliği de artırması durumunda, olumlu ekonomik dönüşleri olacağı görüşünde

“Maliyetler eğer bu kadar düşer ve biz verimi artırabilirsek, toplamda baktığımızda güzel bir refah artışından bahsedebiliriz. Ekonomiye güçlü bir katkısı olacaktır.”

Son bir yılda özellikle ABD’de lokasyon bazlı ücretlendirme uygulamalarının gündeme gelmesi çalışanları tedirgin etmeye başladı. Büyük ve kaotik şehirlerde çalışanların bir kısmı daha küçük veya yaşaması daha kolay şehirlere göç etmeye başladı. Kimi şirketler de karlılığı artırmak amacıyla ücretlerde de tasarruf yapmayı tercih ettiğini açıkladı. Fatmanur Erdoğan şirket açısından bunun anlaşılır bir durum olduğunu söylüyor.

“Yıllardır zaten yaşadığınız bölgeye göre bir ücretlendirme söz konusuydu. En azından büyük ölçekli ve uluslararası şirketlerde bunu görebiliyorduk. İstanbul’da yaşayan bir çalışan ile Kastamonu’da yaşayan ve ayı işi yapan bir çalışanın ücreti arasında farklar vardı. Tahminen daha az maliyetli şehirlere taşınan çalışanların yüzde 10-30 civarında daha az ücretle çalışması bekleniyor. Eskiden sadece şehir bazlı rekabet eden çalışan şimdi ülke bazlı bir aday havuzu ile rekabet etmeye başlayacak. Lokasyon bazlı çalışma söz konusu olacaksa, bu artık şirketlerin ücret politikalarının daha şeffaf olmasını gerektirecek. Çalışanlar hangi poziyonların hangi lokasyonlarda hangi ücret skalasına tabii olacağını iş görüşmesinde değil, pozisyonun açıldığı iş ilanında görmek isteyecek. Bu bir açıdan, şirketlerin içerisinde halihazırda bulunan ücret eşitsizliği sorununun da yönetimler tarafından ele alınması gerektiğine işaret ediyor.”

Türkiye de rekabet ağının içinde

Uzaktan çalışmayla sınırların ortadan kalkması rekabeti de artırıyor. Türkiye ilişki bazlı kültürüyle yüz yüze iletişimi çok daha tercih eden bir yapıya sahip olsa da uzmanlara göre bu rekabet ağı Türkiye’yi de içine çekiyor.

“Türkiye’de de kesinlikle uzaktan çalışmaya devam edilecek ancak hibrit çalışma daha çok tercih edilecek. Yönetim olarak da biraz daha kontrol bazlı çalışmayı tercih ediyoruz. Bu yüzden de yöneticiler kontrolü nasıl bırakabileceklerini, daha farklı iletişim ile insanları performans odaklı nasıl çalıştırabileceklerini öğrendiler. İş yapış şeklimizi değiştirmemiz için kafa yapımızı önce değiştirmemiz lazım. Bu süreç şirketlere kafa yapılarını ne şekil ve ne yönde değiştirmeleri gerektiğine dair çok önemli doneler verdi. Aynı zamanda şirketler de kurum kültürünün bir bina ile sınırlı olmadığını, kültürün insanda başlayıp insanda bittiğini fark etmeye başladılar.

Uzaktan çalışma imkanı, çalışanların 2021 sonrası devam ettirmek istedikleri en önemli iki konu arasında yer alıyor. Bu konular çalışanların iyi oluşuna önem veren tüm şirketlerin en önemli gündem maddeleri olacak gibi görünüyor.”  

Uzaktan çalışma maliyet tasarrufuna dönüşür mü?

Uzaktan çalışma maliyet tasarrufuna dönüşür mü?

Uzaktan çalışma maliyet tasarrufuna dönüşür mü?

Uzaktan çalışma maliyet tasarrufuna dönüşür mü?

Uzaktan çalışma maliyet tasarrufuna dönüşür mü?

TRT

By admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir