UBP-DP Koalisyon Hükümeti’nin programı Cumhuriyet Meclis’inde görüşülüyor.
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, iki aylık seçim hükümetinin sanki dört-beş yıl hükümette kalacak gibi bir hükümet programı hazırladığını belirterek, bunun kendisini şaşırttığını söyledi.
Yaptığı incelemede 117 tane “-cek”, “-cak” ekiyle bitmiş paragraf belirlediğine işaret eden Arıklı, bakanlıklara göre dağılımlar göz önünde bulundurulduğunda, söylenenlerin olmayacağının herkes tarafından gayet iyi bilindiğini belirtti.
Arıklı, dış politikayla ilgili bölümün tutarlı olduğunu dile getirerek, iki devletli çözüm ve Maraş açılımının devam edeceği noktaların önemli olduğunu kaydetti.
Erhan Arıklı, bir parçası olduğu hükümetin 10 ayda Türkiye ile imzaladığı protokolde koşullu olarak KKTC’ye 3 milyar TL üzerinde yardım yapılacağının belirtildiğini ancak hükümetin yapılması gerekenleri yapmadığını ve para akışını sağlanamadığını söyledi.
Arıklı, Kamu Görevlileri Yasası, Üst Kademe Yöneticileri Yasası, Kamu Personel Yasası, Sendikalar Yasası, İş Yasası, Organize Sanayi Bölgeleri Yasası gibi yasalarda değişiklikler ve vergilerle ilgili düzenlemeler yapılması gerektiğini ancak bunların hiçbirinin yapılmadığını belirtti.
Etiket Tüzüğü’nü geçirmek istediklerini ancak ortaklarının kabul etmediğini söyleyen Arıklı, hayatı ucuzlatmaya yönelik diğer projelerin neden hayata geçemediğini anlattı.
Arıklı, protokollerde yapılabileceklerin yer alması ve verilen sözlerin tutulması gerektiğini belirterek, yeni oluşacak hükümetin geçmişte yaşananlardan ders alınması temennisinde bulundu.
DP Milletvekili Serdar Denktaş, bütçeyi geçirmenin önemine değinerek, bütçe geçmeden seçime girilmesinin vahim sonuçları olacağını dile getirdi. Denktaş, bir önceki yılın 12’de birini kullanarak, devam edilebileceği görüşünün uygulamada sorunlar yaratacağını söyledi.
Hayat pahalılığı ödemeden çalışmanın piyasayı kötü etkileyeceğini ve devlet gelirlerini olumsuz etkileyeceğini kaydeden Denktaş, bütçenin kısa sürede geçirilmesi üzerinde mutabık kalınmasının önemli olduğunu belirterek, buna destek verenlere teşekkür etti.
Seçim takvimine değinerek, 23 Ocak tarihinin eğitim devam ederken olumsuz sonuçlar doğurabileceğini kaydeden Denktaş, iki haftadan hiçbir şey olmayacağını, dolayısıyla 30 Ocak ve 6 Şubat tarihlerinin seçim için daha uygun tarihler olduğunu belirtti.
Denktaş, bu tarih değişikliği yapılması halinde seçim yasası konusunda yapılacak değişikliklerin daha rahat görüşülebileceğini ifade etti.
Karma oyun kalkmasını yıllardır savunduğunu söyleyen Denktaş, sistemin bozulduğunu ve siyasi partilerin etkinliğini ortadan kaldırdığını ileri sürdü. Siyasal partilerin ideolojisini sıfırlayan bir yaklaşımın sözkonusu olduğuna işaret eden Denktaş, “Mesele özgürlükse, mührü kaldıralım ve herkes kişilere oy versin” dedi. Ülkede karma oy grupları ve pazar oluştuğunu savunan Denktaş, “Bu mu özgürlük?” diye sordu.
Karma oyun kalkması konusunda samimi olunması halinde komiteden geçebileceğini belirten Denktaş, Türkiye ile protokolün bir sonraki hükümet tarafından imzalamasının daha doğru olacağını söyledi.
TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli de konuşmasında, ekonomik sıkıntılara değinerek, halkın alım gücünün düştüğünü söyledi.
TL’nin döviz karşısında durumundan dolayı halkın fakirleştiğini dile getiren Angolemli, eskiden de bunların yaşandığını ancak halkı korumak için iki ayda bir eşel mobil sistemi uygulandığından bu durumun olumsuz etkilerinin azaltıldığını belirtti.
Hükümet programında iki devletli çözüme atıfta bulunulduğunu söyleyen Angolemli, “Toplumun yarısından fazlasının federasyon tezini desteklediğini göz ardı edip, bu kararı nasıl aldınız” dedi.
Önceki yıllarda bu konulara ilişkin kararın Meclis’te görüşülerek ve tartışılarak alındığına işaret eden Angolemli, “Peki biz binlerce insan toplanır ve federasyon talep edersek ne olacak? Birbirimize gireceğiz. Bu konular daha önce gizli oturumlarda Meclis’te görüşülür ve ortak bir noktada buluşulurdu. Bu sefer bu yapılmadı. Bu karar bizi bölmekten başka bir işe yaramadı” şeklinde devam etti.
Halkın iradesinin meclis olduğunu ve Kıbrıs konusunda birlikte hareket edilmesi gerektiğini dile getiren Angolemli, “Bu işlerin altından çıkamazsınız, bu toplumun başına çok şeyler açacaksınız” dedi.
Ayfodi tepesi konusuna da değinen Angolemli, eski eserler bulunan bölgeye taş ocağıyla zarar verildiğini ancak ilgili bakanın açıklama yapmadığını savundu.
Vakıf mallarını kiralayan ve kiralarını ödemeyenlerin kim olduğuna yönelik bilgi talep eden Angolemli, tarımda ekim zamanı olduğunu ancak ülkede yapay gübre bulunmadığını söyledi.
Torbalarla libazmanın ucuz fiyata satıldığını söyleyen Angolemli, yeni gelecek olanların pahalı satılacağını ve birilerine kıyak geçildiğini savundu.
Üreticinin ekim döneminde mazot alamayacak durumda olduğunu dile getiren Angolemli, hükümetin çiftçiyi desteklemediğini ileri sürdü.
Angolemli, “Çiftçi ve hayvancıyı desteklemeliyiz. Onların sayesinde ayakta durabiliyoruz” dedi.
Ülkede tekelleşme yaşandığını ve kimsenin bunun önüne geçmediğini söyleyen Angolemli, “Rekabet Kurulu nerede? Pahalılıkla ilgili bugüne kadar kime ne ceza verdiniz” diye sordu.
Ülkede tarım alanlarına binalar yapıldığını söyleyen Angolemli, özellikle İskele ve Gazimağusa bölgesinde tarım alanlarının büyük şirketler tarafından satın alınarak binalar yapıldığını dile getirerek, tarımın nerede yapılacağını sordu.
Tarım ve Doğal Kaynakları Nazım Çavuşoğlu, sürdürülebilir tarımın önemine işaret ederek, üretime destek verileceğini söyledi. Çavuşoğlu, kur ve emtia fiyatlarının kendilerini zora soktuğunu ve hesapları alt üst ettiğini belirtti.
Tarıma ciddi anlamda destek verildiğini söyleyen Çavuşoğlu, arpa desteğini 1 TL’ye çektiklerini, gübrede torba başına 70 TL destek verileceğini belirtti. Küçükbaş hayvancıya da destek verileceğini ifade eden Çavuşoğlu, kuraklık çalışmalarının siyasetten ari şekilde yapıldığını kaydetti.
Çavuşoğlu, süt fiyatında bugün bir ayarlama yapacaklarını dile getirdi.
CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, hükümetin geçmişte taahhüt ettiklerini yapmadığını, hükümet programının da bu yapılmayan dileklerden oluştuğunu söyledi.
Hükümetin, önceki hükümetin yaptığı öne sürülen “çarpıklıkları” yapmayı sürdürdüğünü savunan Özdenefe, topluma zarar verildiğini iddia etti.
Özdenefe, bütçeyle ilgili konuları değerlendirmek gerekiyorsa hükümet sunulduktan sonra Maliye Bakanı ile bunun yapılabileceğini ancak bunun yerine TC Büyükelçiliğine gidildiğini söyledi.
Hükümet programında da yer alan Kapalı Maraş’a ilişkin devlet politikasının ne olduğunu soran
Özdenefe, Meclis’in, milletvekillerinin, sendika ve sivil toplum örgütlerinin bu devlet politikası konusunda bilgisi olmadığını, dolayısıyla bu politikanın ne olduğunun açıklanmasını talep etti.
Özdenefe, yüz yüze eğitime ilişkin ne yapıldığını sordu. Özel okullarla devlet okulları arasında farkın giderek açıldığını söyleyen Özdenefe, çocukların A ve B grubu olarak ayrıldığını, bazı günler okula gittiği bazı günler gitmediğini, dolayısıyla okullarda kopma yaşandığını belirtti.
Fazilet Özdenefe, Covid 19’dan kaynaklanan eğitim açıklarının nasıl kapanacağını sordu.
Gazimağusa İskele Yeniboğaziçi İmar Planı’na değinen Özdenefe, geçme aşamasında olan planın kabul edilebilir olmadığını söyledi.
CTP Milletvekili Fikri Toros, UBP hükümetleri ve politikalarının halkı fakirleştirdiğini, işletmeleri iflasın eşiğine getirdiğini, işsizlik rakamlarını artırdığını ve turizmde doluluk oranlarını düşürdüğünü savundu.
Federal çözüm iradesine sırt çevirmenin Kıbrıslı Türkleri yalnızlaştırdığını ileri süren Toros, hükümet programının “içi boş ve ciddi çelişkiler içeren bir program” olduğunu savunarak, “Bu bir hükümet programı değil, UBP’nin tükenmişliğinin bir itirafnamesidir” iddiasında bulundu.
Toros, hükümet programında, ülkeyi terk eden turizm emekçilerinin geri getirilmesi, turizmin nasıl korunacağı, turizm sektörünü olumsuz etkileyen aşı sertifikası sorununun çözümüne dair hiçbir şey bulunmadığını ileri sürdü.
Pandemi haritalarında KKTC’nin bilinmeyen bir bölge olarak yer aldığını söyleyen Toros, bu sorun çözülmediğinden turizmde ilerleme sağlanamadığını, buna yönelik çözüm için adım atılmadığını savundu.
“Federasyondan bu kadar korkmanıza anlam veremiyorum” diyen Toros, dünyanın yüzde 40’ının federasyonlarla yönetildiğini söyledi.
Seçimin kırılma noktası olduğunu kaydeden Toros, pandeminin halka gerçekleri hatırlattığını belirtti.
Yolların karanlık olduğunu ve trafik kazaları yaşandığını söyleyen Toros, bu gibi konularda çareler üretilebileceğini ve asgari ücreti artıracak adımlar atılabileceğini ve birleşik faiz külfetine çare bulunabileceğini ancak bu gibi adımların hükümet programlarında yer almadığını kaydetti.
Toros, yükseköğretime yönelik müsteşarlık kurulması gerektiğin dile getirdi.
CTP Milletvekili Doğuş Derya, Faiz Sucuoğlu’na “UBP Genel Başkanı olmasını istemeyenin” kim olduğunu sordu.
Derya, yalan üzerinden algı yaratıldığını savunarak, UBP hükümetinin bu anlayışla hareket ettiğini söyledi.
Hükümet programında yer alan “federasyona geçmişin kalıntısı” sözüne değinen Derya, federal çözüme karşı duruş ile doğalgaz konusundaki iddiaların hangi zemine oturtulduğunun açıklanmasını istedi. Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü olduğunu söyleyen Derya, “İki devletlilik
Savunuyorsanız, Türkiye’nin garantörlüğünden ve AB yurttaşlığından vaz mı geçiyorsunuz?” diye sordu.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın iki devletlilik çözüm modeliyle KKTC’nin cazibe merkezi olduğu yönündeki açıklamasına değinen Derya, kredi kartı ve genel borçlarda artış yaşandığına, zamların üretim maliyetlerini yükselttiğine, asgari ücret ve emekli maaşlarının eridiğine işaret etti.
Derya, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yurt dışı ziyaretlerine de değinerek, eleştirdi.
UBP tabanı içinde demokrasi ve adalet özlemi duyan insanlar olduğunu söyleyen Derya, UBP’de yaşandığını iddia ettiği skandallarla ilgili örnekler verdi.
Derya, suç oranlarının arttığını, mafya konusunun irdelenmediğini, Kutlu Adalı cinayeti konusunda komite kurulmasının engellendiğini savundu.