Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, Kıbrıs Türklerine karşı insanlık dışı ambargolar ve haksız izolasyonlar dahil bu sistematik ihlalin sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Bozay, “Uluslararası toplumu, Kıbrıs Türk halkının doğal haklarını yeniden teyit etmeye çağırıyoruz.” dedi.
Bozay, İsrail’in saldırıları altında bulunan Gazze’deki ateşkesin kalıcı hale getirilmesi gerektiğini bildirdi.
Bozay, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin 58. Oturumu’nun açılışında çevrim içi konuştu.
Dünyada benzeri görülmemiş değişimler yaşandığını belirten Bozay, uluslararası sistemin güvenilirliğinin hızla azaldığını kaydetti.
Bozay, zulümler ve uluslararası hukukun ağır ihlallerinin cezasız kalmaya devam ettiğini belirterek, atılacak adımlarda çok taraflılığın etkili şekilde kullanılmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.
Uluslararası hukukun aylarca süren sistematik ihlallerinin ardından Gazze’de ateşkesin sağlanmasını memnuniyetle karşıladıklarının altını çizen Bozay, “Ateşkes, gerginliğin azaltılmasına olanak sağlamak için kalıcı hale getirilmeli. Gazze’deki felaket niteliğindeki insani durum, Filistinliler için acil insani yardım gerektiriyor. İnsani yardımlarımız ve yeniden yapılanmaya yönelik çabalarımız kesintisiz sürüyor. BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) desteğimizi yineliyoruz. Filistin halkının devredilemez haklarına saygı gösterilmeli ve onlara karşı suç işleyenler hesap vermelidir.” ifadelerini kullandı.
Bozay, Türkiye’nin, Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail’e karşı açılan soykırım davasına müdahillik bildirimini sunduğunu belirterek, “UAD’deki prosedürleri yakından takip ediyoruz ve Mahkemenin, Filistin halkının acılarına son verecek bir karar vermesini umut ediyoruz.” diye konuştu.
Filistinlilerin Gazze’de zorla yerinden edilmesini isteyen ifadelerin, kabul edilemeyeceğini ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu dile getiren Bozay, bölgede kalıcı barış ve güvenliğin ancak 1967 sınırlarına dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız ve egemen Filistin devletinin kurulması ve İsrail’in uluslararası hukuka uymasıyla mümkün olduğunu vurguladı.
Bozay, Lübnan’da sükunetin sağlanamamasının bölgedeki gerginliği daha da artıracağının altını çizdi.
Suriye halkının artık Suriye’yi yeniden inşa etmek için tarihi bir fırsata sahip olduğunu kaydeden Bozay, “Türkiye, geçiş adaletinin sağlandığı, istikrarlı, birleşik ve güvenli bir Suriye sağlamaya kararlı. Yeni yönetimle yakın temas halindeyiz ve kapsayıcı yönetimin önemini vurguluyoruz. Uluslararası toplumu, yeni yönetimle yapıcı bir şekilde ilişki kurmaya teşvik ediyoruz.” diye konuştu.
– “Örgüt feshedilmeli”
Bozay, Suriyelilerin ülkelerine gönüllü dönüşlerini BM parametreleri temelinde desteklediklerine işaret etti.
Suriye’nin istikrarı ve birliğinin terörizmin ortadan kaldırılmasını gerektirdiğine vurgu yapan Bozay, Suriye’nin geleceğinde DEAŞ veya PKK/YPG/SDG gibi terör unsurları için yer olmadığını ifade etti.
Bozay, “SDG (PKK/YPG) Suriye’deki Kürtlerin meşru bir temsilcisi değil ve feshedilmeli. Bu terör örgütünün Suriye’nin kuzeydoğusundaki yasa dışı ve kışkırtıcı varlığı ile Suriye’nin hidrokarbon kaynaklarını sömürmesi sona ermeli. DEAŞ’ın yeniden canlanmasına izin verilemez. Sözde ‘gözaltı kampları’ bir terör örgütünün kontrolü altında kalamaz. Yeni yönetim bu kampları yönetmeye hazır olduğunu beyan ediyor.” diye konuştu.
Kıbrıs Türk halkının, 1963’te silah zoruyla egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü gibi doğal haklarından mahrum bırakıldığını hatırlatan Bozay, Kıbrıs Türklerine karşı insanlık dışı ambargolar ve haksız izolasyonlar dahil bu sistematik ihlalin sona erdirilmesi çağrısında bulundu.
Bozay, “Uluslararası toplumu, Kıbrıs Türk halkının doğal haklarını yeniden teyit etmeye çağırıyoruz.” dedi.
Batı Trakya’daki Türk azınlığının ve 12 Ada’da yaşayan Türk kökenli Yunan vatandaşlarının en temel hak ve özgürlüklerinin ciddi şekilde ihlal edildiğini kaydeden Bozay, BM İnsan Hakları Konseyine, buradaki Türklerin etnik kimlikleri ve haklarının Yunanistan tarafından gerektiği gibi saygı görmesini sağlamak için harekete geçmesi çağrısında bulundu.
Bozay, Ukrayna’daki trajik savaşın sona ermesi için diplomasi ve müzakerenin önemini bir kez daha vurguladıklarını söyledi.
Güney Kafkasya’da, bölgesel barış ve istikrar anlayışı çerçevesinde, Azerbaycan ile Ermenistan arasında süren barış sürecini desteklediklerini bildiren Bozay, müzakerelerin en kısa sürede sonuçlanmasını hedeflediklerini dile getirdi.
– “Yakında İslam karşıtlığıyla mücadele için bir BM Özel Temsilcisi atanmalı”
Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Bozay, Türkiye-Ermenistan arasında da olumlu adımlar atıldığına değinerek bunu, Güney Kafkasya’da kalıcı barış ve bölgesel iş birliğinin kurulması yönünde kritik bir adım olarak gördüklerini belirtti.
Sudan’daki çatışmanın büyük endişeye neden olduğunu aktaran Bozay, “Bunu sona erdirmeyi, Sudan’ın birliğini ve güvenliğini korumayı amaçlayan tüm girişimleri destekliyoruz.” dedi.
Bozay, Uygur Türklerinin hak ve özgürlüklerinin korunmasına azami önem verdiklerinin de altını çizdi.
İslam’a karşı nefret, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve aşırı sağcı nefret söyleminin arttığını anımsatan Bozay, “Müslümanlara karşı düşmanlığın yaşanmadığı, onların temel haklarının ihlal edilmediği, hayatlarına, camilere ve Kur’an-ı Kerim’e saldırıların olmadığı neredeyse hiçbir gün geçmiyor. Kutsal kitapların yakılmasını dini nefret olarak tanımlayan BM Kararları önemli ancak daha fazla adıma ihtiyaç var. Yakında İslam karşıtlığıyla mücadele için bir BM Özel Temsilcisi atanmalı.” ifadelerini kullandı.
Göç konusunda, uluslararası dayanışma ve adil yük paylaşımının hayati önem taşıdığına işaret eden Bozay, kalıcı çözümlerin, göçe karşı verilen mücadelenin merkezinde olması gerektiğini bildirdi.
Bozay, “Türkiye, uluslararası hukuka, insan haklarına ve herkesin onuruna güçlü bir bağlılıkla barışı ve adaleti savunmaya devam edecek.” diye konuştu.