Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın 45’inci, Türk Mukavemet Teşkilatının 63’üncü ve Kıbrıs’ın fethinin 450’nci yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen kutlama etkinlikleri çerçevesinde bugün Lefkoşa’da Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) bir tören gerçekleştirildi.
Törene Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu yanı sıra bazı üst düzey sivil ve askeri yetkililer ile muharip dernek ve şehit aileleri temsilcileri de katıldı.
Saat 10.00 sıralarında başlayan törende Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora ve ardında da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar birer konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından bu sabah 07.00’de Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı- Boğazköy’de başlayan ve Atatürk Kültür Merkezi önünde tamamlanan 16 km’lik mukavemet yol koşusunda dereceye giren sporculara ödülleri takdim edildi.
TATAR: “BU TOPRAKLARDA KÖKLERİMİZ 1570’LERE KADAR GERİ GİDİYOR. 450 SENELİK BİR TARİHİMİZ VAR”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, konuşmasına, “KKTC’de Toplumsal Direniş Bayramını kutluyoruz. Bu topraklarda köklerimiz 1570’lere kadar geri gidiyor. 450 senelik bir tarihimiz var” diyerek başladı.
Tatar, “Kıbrıslı Türklerin çeşitli aşamalardan, evrelerden geçtik. Çok kutsal ve ulusumuza yarışır bir şekilde Kıbrıs Türk halkı bu topraklarda direndi. Ama bu direniş öyküsünde Türkiye Cumhuriyeti, Anadolu Türkü her zaman yanımızdaydı” dedi.
“BAZI İŞBİRLİKLERİ İLE KARŞI TARAFIN SALDIRILARI HALA DEVAM ETMEKTEDİR.”
Cumhurbaşkanı Tatar, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın 1 Ağustos 1958’de bir savunma örgütü olarak kurulduğunu anımsatarak, konuşmasına şöyle devam etti:
“1955’lerde çok çirkin saldırılara başlayan EOKA örgütü bir saldırı örgütü idi. Hem İngilizleri hem de Kıbrıslı Türkleri buradan yok etmek suretiyle Kıbrıs’ın tamamıyla Yunanistan’a bağlanması için barbarlık, dehşete başvuran bir terörist örgüt idi.”
Tatar, “Bu örgüt çok sayıda insanımızı katletti, masum silahsız insanımızı evlerinden götürüp alıp kurşuna dizmiş ve bizleri toplu mezarlara gömmeye kadar giden bir vahşeti bize yaşatmış bir unsur. Ve bu hala devam ediyor. Gerçekten bugün şartlarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletini daha ileri taşımak durumunda iken içimizdeki bazı işbirlikleri ile karşı tarafın saldırıları hala devam etmektedir.”
“TARİHİMİZİ İYİ BİLMELİYİZ…”
“Tarihimizi iyi bilmeliyiz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, tarihi iyi bilen ve bunları şimdiki nesillere, gençlere bunları anlatan çok iyi yazarlarımız, öğretmenlerimiz ve tarihçilerimiz vardır. Tüm bunları sürekli olarak gündemde tutmak, tarihimizi bilmek… Tarihi bilmekle ancak geleceğe şekil verebileceğimizi de unutmamak gerekiyor” dedi.
“1960 ANTLAŞMALARI ÇETİN MÜCADELELERİN SONUCUNDA ORTAYA ÇIKMIŞTIR…”
1960 Antlaşmalarının çok çetin mücadele verdikten sonra ortaya çıkmıştır. Yine Tabii Türkiye’mizin desteğiyle… O zamanın başbakanı Adnan Menderes ve dışişleri bakanı Fatih Rüştü Zorlu ki bu iki isimin Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kuruluşuna da çok büyük katkılarda olmuştur” diyen Tatar, konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz, Kıbrıs’ta bugün varsak ve Türk Mukavemet Teşkilatı bizlerin varlığını o zaman başarı ile sürdürmüşse ve Kıbrıs Türk halkı o zaman direnebilmişse, Kıbrıs Türk halkı; 1960 Antlaşmalarında eşit bir ortak olarak haklarını temin edebilmişse o zaman bu iki ismin de büyük katkısı olduğunu bir kez daha hatırlamakta fayda vardır” dedi.
“TÜM BUNLARA RAĞMEN HALA BİZİM DEVLET OLMA HAKKIMIZI SORGULAYAN BİR ZİHNİYET İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
1960 Antlaşmalarından sonra yaşanılanlara da işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, karşı tarafın niyetinin hiçbir zaman Kıbrıs Cumhuriyeti’ni eşitlik temelinde Kıbrıslı Türklerle birlikte yaşatmak olmadığını söyledi.
Tatar, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tüm dünya bunları biliyor. Tüm bunlar bilinen bir gerçek… Ancak 1974 olaylarıyla birlikte, bildiğiniz gibi 15 Temmuz’da Yunanistan’ın buradaki iş birlikçileri ile darbe girişimi oluyor, anayasal bir suç ve Türkiye anayasal hakkını kullanarak buraya müdahale ediyor. Tüm bunlara rağmen hala bizim devlet olma hakkımızı sorgulayan bir zihniyet ile karşı karşıyayız” dedi.
Kıbrıs sorununun çözümün sürecinde yıllarca federasyon görüşüldüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, kendisinin cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte, federasyonun görüşülmesinin hiçbir anlamı olmadığını, yan yana yaşayan iki eşit egemen devletin iş birliği ile Kıbrıs’ta kalıcı bir anlaşmanın olabileceğini anlatmaya başlattıklarını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de bu yeni siyasete tamamıyla destek verdiğini söyledi.
Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Kıbrıs’la ilişkin dünkü açıklamasına verilen mesajların “açık” ve “net” olduğunu söyleyerek, “Ne deniliyor? Kıbrıs davası Kıbrıs Türklerinin davasıdır ama aynı zamanda ‘84 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’nin de davasıdır’. Kimse zannetmesin ki Kıbrıs’ta biz Kıbrıslı Türkleri bu mücadeleyi, tüm bu kazandıklarımızı biz başardık. Evet, bizim dedelerimiz ve atalarımız direndi ama her zaman Türkiye, Türkiye askerleri yanımızda idi.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Büyük bir ulusun parçası olarak, büyük ulusun temsilcileri, serhat bekçileri olarak Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri de değerlendirdiğimizde, artık yeni ulusal siyasetin yer bulması, seslendirilmesi” gerektiğini söyledi.
TATAR’DAN İNGİLİZ GAZETESİNDE YAZILANLARA TEPKİ: “GAZETEDE YAZILANLAR HAYRET VERİCİ”
Cumhurbaşkanı Tatar, dün bir İngiliz gazetesinde Kıbrıs’la ilişkin yazılanlara tepki de göstererek, gazetede yazılanları “hayret verici” olarak nitelendirdi.
“Gelinen aşamada Maraş açılımı büyük siyasetin bir boyutudur. Maraş’ı kendileri çantada keklik gibi görüyorlar” diyen Tatar, Annan Planı’na “hayır” diyen Kıbrıs Rum tarafının, tüm Kıbrıs’ın tek temsilcisi olarak Avrupa Birliği’ne girdiğini ve bu konuda Türkiye Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türk halkının onayı gerekmesine rağmen bu konunun kendilerine sorulmadığını söyledi.
Kıbrıs Rum tarafının “Tüm AB’yi kendi arkalarına alarak Kıbrıslı Türkleri diz çökmeye, dayatma bir çözüme zorlama gayretlerine girdiklerini” ifade eden Tatar, ancak Kıbrıs Türklerinin “Diz çökmediğini, KKTC’nin ilelebet yaşatma ve egemenliğinin kabulü için her türlü ortamda mücadele etmeye devam edeceğini” ifade etti. Tatar, Cenevre’de Türkiye’nin desteğiyle Kıbrıs’ta bir anlaşmanın iki devletin egemen eşitliği temelinde olabileceğini yönündeki tutumlarını ortaya koyduklarını da anımsattı.
“YİNE ÇOK ÖNEMLİ KRİTİK BİR NOKTADAYIZ”
“Yine çok önemli kritik bir noktadayız” diyen Tatar, “Burada yapılan mücadele, verilen ulusal kavga noktasında devletimizden asla vazgeçemeyiz. Bu siyasetin devamı ile, belki zorluklar yaşayacağız, belki bir takım ekonomik öngörüsüzlükler de olabilir ama netice itibarıyla bir ulusun en büyük erdemi kurduğu devleti yaşanmaktır, verdiği ulusal mücadelenin taçlandırılmasıdır ve buna büyük bir güç ve azimle mücadele etmektir” dedi.
Tatar, Türkiye’deki yangınlarda hayatını kaybedenlere rahmet dilerken, dün Karşıyaka’da çıkan yangının söndürülmesinde gösterilen çabadan dolayı emeği geçen tüm herkese teşekkürlerini iletti.
BORA
Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora, bugün Kıbrıs’ın fethinin 450’nci, Türk Mukavemet Teşkilatının 63’üncü ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın 45’inci yıl dönümü gururla kutladıklarını ancak Türkiye’deki yangınlardan dolayı üzüntü duyduklarını dile getirdi.
Bora, “Anavatanımızdaki yangınlar içimizi yakmış bulunuyor, geçmiş olsun Türkiyem” dedi.
TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora, Bugün başımız dik, barış, huzur ve güven içerisinde bağımsız bir devlet içindeki yaşantımızı kimlere borçlu olduğumuzun bilinci içinde aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimizi şükranla anarken, yanı başımızda büyük Türk ulusundan aldığımız güçle dimdik ayaktayız” dedi.