“İzmir’in kan içici Yunanlar tarafından işgal edildiğini haber aldık. Yunanların bu işgali yeryüzündeki tüm insanlığı sarsacak hatta Hz Mesih’i mezarında titretecektir.”
Bu satırların, Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde yaşayan; Fatma, Sadıka, Şerife, Şehide, Adalet, Lütfiye, Gülistan, Lamia, Bedia, Ayşe, Hatice ve Münire adlı kahraman kadınlar tarafından dönemin ABD başkanına hitaben kaleme alındığı ortaya çıktı.
Tıpkı Nene Hatun gibi Güneydoğu kadınlarının da Milli Mücadeleye olan desteği ve yereldeki örgütlenmeleri bu mektupla belgelendi.
İzmir işgaline karşı Anadolu’da duyulan rahatsızlık
İzmir’in Yunanlar tarafından işgaline Paris Barış Konferansı’nda karar verildi. Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos, İzmir’in işgalinin gerekçelerini Paris Barış Konferansı’na sunduğu muhtırasında Wilson Prensipleri’ne dayandırmak istedi.
Yunanlar, Osmanlı Devleti’nin politik, ekonomik ve askeri bakımından zayıf olduğu bir zamanı fırsat olarak gördü. İzmir’in işgaline karar veren İngiltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri, işgalin İngiliz Amiral Calthorpe tarafından yürütülmesini istedi. 13 Mayıs 1919 günü İtilaf Devletleri donanmalarına mensup birçok harp gemisi İzmir limanına yanaştı. Yunanlar, İzmir’e ayak basar basmaz katliama ve halkın mukaddesatına (kutsal sayılan inanç ve davranışlar) saldırdı.
Silvan’ın cesur kadınları
TRT Kurdî muhabiri Ahmet Yukuş’un haberine göre, tarihler 15 Mayıs 1919’u gösterirken İzmir’deki Yunan işgali o dönem tüm yurtta olduğu gibi Diyarbakır’da da tepkiye neden oldu.
İzmir’in 1500 km uzaklığında bulunan Silvan ilçesinde yaşayan 12 kadının İstanbul Hariciye Nezareti yoluyla, 22 Mayıs 1919’da Amerikan Başkanı Wilson’a hitaben işgale karşı protesto telgrafı çektiği ortaya çıktı.
Silvan ve Kulp kazalarında 30 bin kadın namına Wilson’a hitaben kaleme alınan mektupta; Fatma, Sadıka, Şerife, Şehide, Adalet, Lütfiye, Gülistan, Lamia, Bedia, Ayşe, Hatice ve Münire adlı kadınların imzası yer alıyor.
“Feryat etmenizi istirham eyleriz”
Aynı zamanda ABD Başkanı Wilson’ın eşi ve Amerikalı kadınlara da çağrı yapılan mektupta şu sözlere yer veriliyor:
“Büyük ve adil hükümetinizin vicdan ve merhamet sahibi muhterem reisi Wilson’ın malum prensiplerinin uygulanacağı ümidiyle, hüzünlü kalplerimizin çırpındığı bir zamanda haksız olarak İzmir’in kan içici Yunanlar tarafından işgal edildiğini haber aldık. Yunanların bu işgali yeryüzündeki tüm insanlığı sarsacak hatta Hz Mesih’i mezarında titretecektir. Zira Yunanların Rumeli’de gerçekleştirdikleri cinayet, zulüm ve alçaklığın bir benzerini tarih kaydetmemişti. Şimdi de İtilaf Devletleri’nin gözlerinin önünde İzmir vilayetinde gerçekleştirdikleri zulümleri büyük bir üzüntüyle işitiyoruz. İnsanlığın huzuru için öncü bir şahsiyet olan Wilson’ın muhterem refikası ile hassas ve merhametli kalbe sahip olan Amerika’nın muazzez kadınlarına sesleniyoruz. Biz Osmanlı kadınları olarak eşlerimiz ve evlatlarımızı, hükümetin ilan ettiği o harpte kurban verdik. Yaralı yüreklerimiz acı ve çığlıkla zaman geçirmektedir. Kadınlar, yavrular perişan bir şekilde insanlık için feryat ediyor. Adalet ve insanlıktan nasibini olmamış olan İtilaf Devletleri’nin desteklediği Yunanlar, İzmir vilayetindeki Müslüman kadınların ırzlarına tecavüz etmekte, erkekleri ise katletmektedir. Bu zulümleri yapan Yunanları ve yaşananlara sessiz kalanları kadınlık namına protesto ediyoruz. Ey hassas kalpli muazzez hemşirelerimiz; adil olan tarih şahittir ki şimdiye kadar mevcudiyetini muhafaza eden Osmanlı Devleti ve İslam dini yıkılmaz ve ölmez. Bu nedenle din namına bu facialara daha fazla tahammül edemeyiz. Eğer yeryüzündeki tüm Müslümanlar her şeye rağmen din namına harekete geçer ve kıyama kalkarsa dünya umumi bir kargaşaya neden olur. İnsanlık ve kadınlık namına, biz mazlum milletin hukukunu muhafaza için sadık ve pak vicdanınızdan, feryat etmenizi istirham ve istimdat eyleriz.”
Atatürk cesaretlendirdi
Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. Oktay Bozan, Milli Mücadele döneminde yerelde aktif rol oynayan Silvanlı 12 kadın üzerinde araştırma yaptı.
Birinci Dünya Savaşı’nda yaşanan haksız işgallere karşı Anadolu’nun birçok yerleşim merkezinde olduğu gibi Silvan’dan da tepkilerin yükseldiğini anlatan Doç. Dr. Oktay Bozan şunları söyledi:
“Birinci Dünya Savaşı esnasında 2. Ordu karargahının Diyarbakır’a gönderilmesi ve 16. Kolordu’nun da 2. Ordu’nun emrine vermesi üzerine Mustafa Kemal Paşa, 16. Kolordu Karargahını Mart 1916’da Silvan’a nakletmiştir. Mustafa Kemal Paşa, karargahı ile Silvan’da bulunduğu dönemde Bitlis ve Muş’u Rus işgalinden kurtarmıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın Birinci Dünya Savaşı esnasında Silvan’da 16. Kolordu Kumandanı olarak görev yaparken kurmuş olduğu dostluklar ve toplum nezdindeki etkisi halkın Milli Mücadele’ye olan desteğinde etkili olmuştur. Bu nedenle özelde Silvan, genelde Güneydoğu Anadolu’nun Milli Mücadele’deki tutumuna resmi tarih kitaplarında daha fazla yer verilmeli ve özellikle köy ve kasabalarda örgütlenmeyi yapan kadın kahramanların isimleri dinamik yaşamda kullanılmalıdır. Bu tür bir yaklaşım milli birlik ve kardeşliğimizi daha da perçinleyecektir.”
TRT