Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) 17 Mart’ta , Putin ve 16 binden fazla Ukraynalı çocuğun Rusya’ya zorunlu sınır dışı edilmesini denetlediği iddia edilen Rus yetkili Lvova-Belova için tutuklama emri çıkardı. Ama görevdeki bir başkanı tutuklamak ne kadar kolay? Bu kararın hükmü var mı? Bu soruların yanıtları merak konusu…
UCM, yargı yetkisini sadece UCM’nin Roma Statüsü’nü imzalayan ve onaylayan ülkelerde işlenen savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım gibi ağır suçlara yönelik olarak kullanabiliyor. Rusya, Roma Statüsü’nü imzalamamış ve onaylamamış bir ülke, bu nedenle UCM’nin Rusya lideri Vladimir Putin gibi Rus vatandaşlarını tutuklama veya yargılama yetkisi de bulunmuyor.
Peki, tüm bunlar bilindiği halde mahkemenin bu kararının ardından ne gibi senaryolar görebiliriz? Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk Öğretim Üyesi Dr. Onur Uraz, UCM kararının ardındaki merak edilenleri yanıtladı.
“UCM bir hukuk silahı olma yolunda”
Bu karardan önce, UCM’nin daha önce bu tür kararları kimler için aldığı da önemli. Misal, Irak ve Afganistan’da işlenen savaş suçları gibi… Uraz, başta George W. Bush ve Tony Blair olmak üzere üst düzey devlet yetkililerinin mahkemenin radarına takılmamış olduğunu belirtiyor.
Ayrıca, mahkemenin üyesi olmadığı halde Türkiye için de aldığı kararları mevcut. Öyle ki, FETÖ ve PKK/PYD üyelerine yönelik yürütülen meşru uluslararası operasyonların insanlığa karşı suç teşkil ettiğine dair isnat yine UCM’ye ait. Dr. Uraz öncelikle mahkemenin bu gibi seçici bir adalet anlayışına sahip olduğunu ve eleştirildiğine dikkati çekiyor.
“UCM, Irak ve Afganistan’da işlenen suçlar için ABD’nin üst düzey devlet yetkililerini yargılamamıştı, ancak son zamanlarda Çin, Türkiye ve Putin hakkında soruşturma açılması tartışmalarının UCM’nin seçici bir adalet uyguladığı eleştirilerini beraberinde getiriyor. Bu durum, UCM’nin özgür batı dışındaki dünya için bir hukuk silahı olma tehlikesinin arttığını gösteriyor.”
UCM’nin yetkileri ne?
UCM, Roma Statüsü’nün hükümlerine göre çalışıyor. Bugüne kadar ise 123 ülke, Roma Statüsü’nü imzalamış ve 123’ü de bu statüyü onaylamış. Mahkemenin asli amacı ise savaş suçları ve insan hakları ihlalleri gibi ciddi suçlarla mücadele etmek. Mahkemeye üye olan ülkelerden biri de Ukrayna. Buna göre, “Putin’in Ukrayna’da gerçekleşen fiilleriyle ilgili yargılama olabilir” diyor Uraz.
“Mahkeme, sadece nüve suçlarla yani soykırım suçu, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçu ile sınırlı ve üye ülkelerde işlenen suçlarla ilgili yargı yetkisine sahip. Üç durumda yargı yetkisi doğabilir: Üye ülke sınırlarında işlenen suçlar, üye ülke vatandaşı tarafından işlenen suçlar ve BM Güvenlik Konseyi tarafından yetkilendirme. Mahkeme, ulusal sistemler yetersiz kaldığında devreye girer ve tamamlayıcı niteliktedir. Ukrayna, Putin’in aleyhine çıkarılan tutuklama kararına ilişkin yargı yetkisini tanıdı ve Putin’in Ukrayna’da gerçekleşen fiilleriyle ilgili yargılama yapabilirler.
UCM Statüsü’nün 28. maddesi, üstlerin astların yaptığı fiillerden sorumlu tutulmasını düzenleyen bir hükümdür. Bu maddeye göre, sahada gerçekleştiği iddia edilen fiiller Putin ile ilişkilendirilebilir ve Putin, etkin otorite ve kontrol sahibi olarak, astlarının yaptığı bu fiillerden dolayı sorumlu tutulabilir. Yani Putin, sahada gerçekleştiği iddia edilen suçlarla doğrudan ilişkili olmasa bile, suçların gerçekleşmesinde etkin kontrol sahibi olarak sorumlu tutulabilir.”
“UCM ve devlet başkanlarına dair kanunlarda çelişki var”
Uraz, UCM Statüsü’nün 58. maddesi gereğince görevdeki bir devlet başkanının tutuklanmasının mümkün olduğunu belirtiyor. Ancak bu tutuklama kararının fiziksel olarak uygulanmasının oldukça zor olabileceğini de vurguluyor. Öte yandan Dr. Uraz, devlet başkanlarıyla ilgili kanun açısından bir çelişkiye de işaret ediyor.
“Üye devletlerin, UCM kararlarını uygulama yükümlülüğüne sahip olduğu, ancak bu uygulamanın pratikte zorluğu nedeniyle, daha önce de benzer kararların uygulanmadı. Bununla birlikte, devlet başkanı bağışıklığı ilkesi ile UCM’nin 27. maddesi arasındaki çelişki hukuki tartışmaların da odağında.”
Uraz’ın burada bahsettiği çelişki, devlet başkanının bağışıklığı ilkesi ile Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) 27. maddesi arasındaki çatışmaya bir atıf. Bağışıklık ilkesi, devlet başkanlarının, ülkelerinin yargı yetkisi dışındaki mahkemelerde yargılanmalarını engellerken, UCM’nin 27. maddesi, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım gibi ciddi suçlar için hiçbir kişinin bağışıklığı olmadığını belirtiyor. Uraz, bu nedenle, devlet başkanlarına bağışıklık veren ulusal yasalar ile UCM’nin yargı yetkisi arasında bir çatışmanın olduğunun altını çiziyor.
“Batı ispat arayışında”
Peki, Batı’nın bu kararı uygulatması mümkün mü? Uraz, Putin’in tutuklanıp tutuklanamayacağı noktasında uluslararası hukukun tutumunun farklı olduğuna değiniyor.
“Batı akademik camiasındaki birçok akademisyen ve devlet görevlisi Putin’in tutuklanması kararının uluslararası hukuka uygun olduğunu ispatlamak için yarışa girmiş durumda. Uluslararası ceza hukukçuları, Putin’in tutuklanmasının uluslararası hukuka uygun olup olmayacağı konusunda farklı görüşler belirtiyorlar. Ancak genel olarak, Putin hakkında bir BMGK kararı olmadığı için ve UCM üyeliği, devletler arasındaki bağışıklığa saygı duyulması ilkesini ortadan kaldırmadığı için, Putin’in tutuklanması mümkün görünmüyor.”
4 senaryoda Putin’in tutuklanması
Tutuklamanın gerçekleşmesi için Uraz, 4 senaryo çiziyor. Bu olasılıklar tamamen temsili ama uluslararası hukukun kuralları her zaman aynı hükümleri veriyor.
“Putin’in tutuklanması için 4 ihtimal var: Rusya’da köklü bir yönetim değişikliği, Böyle bir değişiklik gerçekleşse dahi, Rus devlet kültüründe eski bir devlet başkanın bu şekilde teslim edilmesi yeri olmayan bir eylemdir. O sebeple UCM için en pozitif olan bu ihtimal uzak görünmektedir.
İkinci ihtimal, Putin’in seyahat ettiği bir UCM üyesi ülke tarafından tutuklanarak UCM’ye teslim edilmesidir. Yukarıda açıklanan hukuka aykırılığın ötesinde, siyasi olarak, nükleer bir süper gücün devlet başkanına yönelik böyle bir girişimde bulunabilecek bir devletin var olup olmadığını okuyucunun takdirine bırakıyorum.
Üçüncü ihtimal krizin uzaması, Putin’in UCM ülkelerine seyahat etmekten imtina etmesi ve günün birinde vefatı ile dosyanın kapanmasıdır.
Son ihtimal ise, Ukrayna krizinin siyasi olarak çözülmesi sonucu gelecek baskı ile kararın geri alınması veya – daha da kötüsü- siyasi konjonktürün değişmesi ile Rusya’nın UCM üyesi ülkelerle ilişkilerini düzeltmesi ve UCM kararının kendi üyelerince uygulanmayarak Putin’in serbestçe bu ülkeleri ziyaret etmesidir. Bu son ihtimal UCM’nin zaten sallantıda olan güvenilirliğini ve etkinliğini tamamı ile yerle bir eder.”
TRT