Cumhuriyet Meclisi genel kurulu, hükümetin icraatları, siyasi gelişmeler, eğitim, turizm, çalışma hayatına ve Kıb-Tek’e ilişkin güncel konuşmalarla devam etti.

ÇAVUŞOĞLU Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu da konuşmasına, “Ortaklarımızdan çok çektik. Tek başına iktidar yürüyüşünü o yüzden hep hedef seçtik” sözleriyle başladı.Hazırlanan karnenin hangi dönemimi kapsadığını soran Çavuşoğlu, notun, ölçme ve değerlendirme kriterleri açısından sıkıntılı olduğunu belirterek, karnenin geçerli olmadığını söyledi.

DERYA CTP Milletvekili Doğuş Derya, son siyasi gelişmelerle ilgili güncel konuşmasında, hükümetin, “hukuk ihlali, nepotizm, şaibe, Anayasa iç tüzük ihlalleri yaptığını” savunarak, “Otokrasi kelimesi acaba yeterli olur mu bu yapılanları anlatmaya ama hükümet muktedir olmadığından bunun yerine acenta hükümeti demek uygun olacaktır” dedi.Derya, hükümet edenlerin kendi kendilerine siyaset üretmediklerini, Türkiye’nin önerilerini uyguladıklarını, vatan millet din üçgeninde, duygu istismarı ve hamaset yapıldığını savundu.Gerçek sorunları konuşamamak adına suni gündemler yaratıldığını ileri süren Derya, Cumhurbaşkanının adanın kalıcı olarak bölünmesini istediğini, bunların konuşulmaması için farklı gündemler yaratıldığını ve “Saray” konusunun gündeme getirildiğini iddia etti.Seçimlere yapılan müdahalenin raporlandığını söyleyen Derya, bununla ilgili soruşturma başlatılması yerine Cumhurbaşkanlığı Sarayı hazırlığı yapıldığını ileri sürdü.Derya, köy yollarını Türkiye’den gelen şirketlerin yapması, hastane yapılacak arazinin devri, yoksullaştırma, devlet parası ile alınmış hellimlerin dağıtılması, toplu iş sözleşmesinin ortadan kaldırılması gibi konularda hükümete eleştirilerde bulundu.Kutlu Adalı cinayetinin araştırılmasına yönelik komitenin kurulmasını engelleyenin UBP olduğunu savunan Derya, hükümetin, komitenin araştıracağı konulardan korktuğunu ve süreci oyaladıklarını savundu.Derya, Kıbrıs’ın 1990’larda Susurluk raporlarında yer aldığını, off shore bankalar, kara para aklama, insan ticareti gibi konularla gündeme gelmeye başladığını söyledi.Doğuş Derya, KKTC’nin uluslararası denetim yapılacak bir konumda olmamasından dolayı Kıbrıs sorununun çözülmesinin istenmediğini savundu.

ÇELER TDP Milletvekili Zeki Çeler, “İş Yasası ve Örgütlenmeyi Bitirmeyi İsteyen Hükümete Karşı” konulu konuşmasında, toplu iş sözleşmesi, sendikalaşma ve çalışma hayatına ilişkin yasal değişikliklere değindi.Hükümetin, Türkiye’de bile olmayan bir değişikliği istediğini söyleyen Çeler, demokrasiye darbe vuracak bir düzenlemenin ısrarla gündeme sokulduğunu belirtti.Çeler, toplu iş sözleşmesine ilişkin yasal değişiklikleri değerlendirerek, “hükümetin bu değişikliği basit bir düzenleme gibi göstererek, bakanı da kandırarak yasanın meclisten geçmesini sağlamaya çalıştıkları” iddiasında bulundu.Ülkede yaşananları Türkiye’de daha fazla anlatmak gerektiğini söyleyen Çeler, “Yüzünüzü döneceğiniz yer kendi ülkeniz, insanınız olmalıdır” dedi.Adil bir yönetim yaratılması çağrısında bulunan Çeler, “Kemerinizi sıkmaya yukarıdan başlayın” diye konuştu.Toplu iş sözleşmesi, sendikalaşmanın bitirilmesinin ülkeye yarar sağlamayacağını söyleyen Çeler, sendikalaşma biterse ülkenin de biteceğini savundu.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Koral Çağman’a istifa etmeme çağrısında bulunan Çeler, “Sendikalaşmayı bitiren bakan olarak anılma, istifa etme ve Başbakana ‘bu yasayı geri çekmeden hiçbir konuya onay vermeyeceğim’ de. Başlatmış olduğunu yanlışı sen ortadan kaldır” dedi.

ŞAHİNER CTP Milletvekili Salahi Şahiner ise “KIBTEK Organize Bir Şekilde Yok Edilmek Mi İsteniyor?” konulu konuşma yaptı.Şahiner, KIB-TEK ile ilgili yapılan hataların gün yüzüne çıkarıldığını ancak bakan ve ekibinin herhangi bir adım atmadığını ileri sürerek, yargıya doğru gidilmekte olduğunu söyledi.Organize bir şekilde KIBTEK’in zarara uğraması için uğraşıldığını savunan Şahiner, “Attığınız adımlar sizi yargıya taşıyacak, bu yoldan geri dönün” dedi.Şahiner, akaryakıt ihalesi sürecini anlatarak, ihalenin siyasi baskı sonucu sürüncemede bırakıldığını ve iptal edildiğini, sonraki ihalenin iki ay sonraya ertelendiğine işaret ederek, doğrudan alım amacıyla bu sürecin uzatıldığını ve yalan söylendiğini iddia etti.Şahiner, yalan olduğunu savunduğu konuları aktararak, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’nın talimatıyla 70 milyon TL’lik bir yakıt alımı yapıldığını ancak buna yönelik Bakanlar Kurulu kararı bulunmadığını ileri sürdü.İhalenin iptal edilmesiyle birlikte KIB-TEK’in zarara uğratıldığını ileri süren Şahiner, “Kamu İhale Yasası’nın delindiğini en büyük hatanın da bu olduğunu, hükümet ortaklarının doğru bilgilendirilmediğini” iddia etti.KIB-TEK’te atılacak her adımı yakından takip edeceklerini söyleyen Şahiner, Arıklı’nın attığı adımların urumun zarar etmemesi için doğru adımlar olmadığını iddia etti.

ARIKLI Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, Şahiner’in “vurguncu firmaların avukatlığına soyunduğunu” iddia etti.Şahiner’e “kavramları karıştırdığı, yalan yanlış bilgilerle kamuoyunu yönlendirdiği” suçlamasında bulunan Arıklı, göreve geldiği zaman sahte belgelerle neticelendirilerek, 38.8 dolara ihale edilmiş bir ihaleyi durdurduğunu belirtti.Arıklı, araştırma komitesine belgeleri sunduğunu belgelerin şaşkınlık yarattığını söyleyerek, “Böyle bir ihaleyi durdurmasaydım hoşunuza mı gidecekti?” diye sordu.İhalenin hukuki ayak oyunlarıyla geciktirildiğini söyleyen Arıklı, bu nedenle gecikme olmaması adına TPİC’ten alım yapıldığını belirtti. Arıklı, “Hukuksuzluk varsa gider Merkezi İhale Komisyonu’nu (MİK) dava edersiniz” dedi.Konuya yabancı olduğu olayın Merkezi İhale Komisyonu ile KIB-TEK arasında bir mesele olduğunu ve detaylarını bilmediğini söyleyen Arıklı, şartname bulunup bulunmadığını da bilmediğini belirtti.TPİC’in kamu kurumu olduğunu kanıtlamak adına TC Enerji Bakanını aradığını, onun da TPİC’in resmi evraklarını gönderdiğini söyleyen Arıklı, TPİC’in özel kuruluş olmadığını, devlet kurumu olduğunu belirterek, Şahiner’den belgeleri incelemesi ve özür dilemesini istedi.Arıklı, kurumun kar etmesi amacıyla uğraştığını, ihaleyi iptal etme yetkisinin bakanlıkta değil, Merkezi İhale Komisyonu’nda olduğunu söyledi.Arıklı, “İstediğiniz kadar bağırın çağırın, rakamlarla oynayıp milletin kafasını karıştırmaya devam edin, ben bu kurumu zarardan kurtaracağım. Rantı sona erdireceğim. Halka ucuz enerji vereceğim. Bana yardımcı olursanız saygıyla karşılarım, karşımda olursanız dinlemem, ezer geçerim ” dedi.

ÖZDENEFE CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, “Turizm ve Eğitimde Belirsizlik” konulu konuşmasına başlamadan önce ilgili bakanların salonda bulunmamasını eleştirdi.Turizmde planlama yapılmadığından 2021 gibi 2022’nin de kaybedildiğini savunan Özdenefe, eğitimin planlamasıyla ilgili sorulara yanıt alınamadığını, kayıplarla ilgili plan ve program yapılmadığını söyledi. Özdenefe, iki ayda ne gibi bir hedef ortaya konduğunun da bilinmediğini kaydetti.Öğrencilerin akademik olduğu kadar, fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimlerinin hasara uğradığını, bunun geri dönüşümünün olup olmayacağının bilinmediğini söyleyen Özdenefe, hızla hem öğrencilerin, hem de ailelerin bu süreci atlatması adına rehabilite çalışması yapılması gerektiğini belirtti.Devlet ve özelde okuyan çocuklar arasındaki uçurumun da açıldığını söyleyen Özdenefe, bunun nasıl giderileceğine yönelik ne gibi adımlar atılacağının da bilinmediğini kaydetti.

ATAKAN HP Milletvekili Tolga Atakan, “Çok Parçalı Azınlık Kumpanyasının Alametifarikası. 32 Kısım Tekmili Birden” konulu konuşma yaptı.Atakan, hükümet edenlerde adam kayırma, nemelazımcılık, biat ve partizanlık içinde olduğunu, beceriksiz olduklarını ve kişisel ikbal hesapları yaptıklarını savundu.Ülkede plan proje ve üretim olmadığını savunan Atakan, “Çocuklarımızın gözündeki ışık söndü” dedi.Okulların sosyal birey yaratma misyonu olduğunun unutturulduğunu savunan Atakan, pandemi eğitim dengesinin planlanmadığını, “sürüklenildiğini” iddia etti.Turizmin günlük atılan adımlarla sürdürülmeye çalışıldığını ileri süren Atakan, her alanda otorite boşluğu yaşandığını savundu.“Ama bu orkestranın şefi rahatlığını bozmuyor” diyen Atakan, gelinen noktanın iç açıcı olmadığını iddia etti.Atakan, yasa geçirmeyenler Meclise devam edemeyen, halka güven veremeyenlerin sözleşmelerle istihdam yapmaya devam ettiğini ileri sürdü.Hayat her gün pahalı olurken halkın fakirleştiğini savunan Atakan, Anayasa Meclis İç Tüzüğü ve hukukun çiğnendiğini, hükümetin koltukta kalma uğruna elinden geleni ardına koymadığını iddia etti.

By admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir