Kişiyi cinsiyet ya da yaş fark etmeksizin fiziksel özelliklerinden dolayı aşağılama, utandırma, beden aşağılama (body shaming) olarak biliniyor. Giderek artan bu durumu psikiyatri, beslenme ve hukuk alanlarından akademisyenler farklı açılardan ele alıyor. Çünkü hukuki olarak kişilik hakları ihlaline, sağlık açısından kişinin kendine verdiği değerde azalmaya, yanlış beslenme gibi durumlara sebep olabiliyor. Bunun bir problem olarak büyümesiyle hükümetler de önlem almaya başlıyor.
‘Çok kilo almışsın’
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Doç. Dr. Elvan Yılmaz Akyüz, “Body shaming zaten bizim toplumumuzda çok fazla yapılan bir şey… Özellikle uzun zamandır karşılaşmayan insanların birbirine çok fazla yaptığı, ‘Aa kilo almışsın, kilo vermişsin, çok zayıflamışsın, çok kurumuşsun’ gibi aşağılamaya kadar ilerleyen durumlar çok fazla ve bu da doğal olarak insanlarda beden algısında problem yaratıyor” diyor.
İdealize edilmiş beden
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Konkan, zamanla, toplumla, kültürle değişebilen bir standart beden kabul edildiğinden bahsediyor.
Konkan, bir insanı bedeninden dolayı utandırmanın, kişinin kendine verdiği değerde düşüşe neden olduğunu söylüyor. Bu düşüş depresyonu tetikleyebiliyor ya da kişiyi kendisinde eksik olarak gördüklerini gidermek için yanlış yöntemler uygulamaya sürükleyebiliyor. Konkan, buna maruz kalan kişinin kendisine güvenmemeye ya da zayıf görmeye başlayabildiğini, eve kapanabildiğini de ekliyor.
Konkan, anoreksiya nevroza örneğini veriyor:
“Bizim hastalıklarımızda ölüm çok olmaz ama bizim hastalıklarımızda en ciddi, öldürücü hastalıklardan biri olan anoreksiya nevroza yani ölümüne yememeye götürüyor insanı.”
Gençlerin vücutlarından memnuniyetsizliği artıyor
Konkan, bu konuda yardım isteyen, danışan birçok insanın geldiğini ve bu durumun psikiyatrik yansımalarının çok fazla olduğunu belirtiyor. En çok etkilenenlerin ise genç grup olduğunu söylüyor.
Akyüz ise “Vücudundan memnuniyetsiz bir genç nesil gün geçtikçe artıyor. Bunda da tabii ki sosyal medyanın büyük bir etkisi var” diyor.
Kilo üzerinden baskıya maruz kalmak
Akyüz, zayıf insanların kilo alması yönünde, kilolu insanlarınsa zayıflaması yönünde baskılara maruz kaldığını anlatıyor.
“Bu tarz maruziyetler sonucunda bize geldiklerinde beden algılarında problem olan insanlar oluyor. Memnun olmuyorlar. İdeal kilosunda olsa bile bulunduğu mevcut durumdan memnun olmayan danışanlarımız oluyor.”
Danışanları nasıl yönlendirdiklerini de anlatıyor:
“Olması gereken ideal vücut ağırlığının ne olduğunu, vücudunun hangi aralıklarda olursa daha sağlıklı olabileceğini, kendini mutlu hissedeceği kilo aralığını kişilere anlatıyoruz ve ne yazık ki gün geçtikçe bu daha da artmaya başladı. Kişilerin beden algılarının değişmesi daha da artmaya başladı.”
Herkes için aynı vücut doğru değil
Akyüz, belirli bir vücut tipine ulaşmak için insanların yanlış diyetler ve yöntemler denediğini söylüyor. Bu yanlışların böbrek, saç, cilt problemleri gibi sağlık sorunlarına, kas kayıplarına yol açabildiğini belirtiyor.
“Bir diyet uzmanından bilgi almadan ya da bir hekim tarafından gerekli tahlilleri yapılmadan, insanlar yine sosyal medya üzerinden ya da internet üzerinden diyet aramaları yapıp, popüler diyetleri uygulamaya çalışabiliyorlar.”
Bir öneride de bulunuyor:
“Sosyal medyada, özellikle son dönemde açılan hesapları insanların iyi takip etmesi ve sorgulaması, bu işin kolay bir süreç olmadığını bilmesi, bir günde iki günde almadıkları kiloların bir günde, iki günde, bir haftada gitmeyeceğini bilmesi, sabretmesi çok önemli.”
Eleştiri ve hakaret arasındaki fark nedir?
Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yasemin Durak, şöyle cevaplıyor:
“Eleştiri sınırlarını aşan şeylere kısacası hakaret diyebiliriz. Tabii ki burada sizin ne kadar yıprandığınız ya da alınganlık düzeyiniz de önemli. Biz çok alıngan bir insanı da baz almıyoruz. Gerek özel hukukta gerekse cezai anlamda. Yani ortalama, böyle bir ifadeden insan rahatsız olur mu? ‘Evet, olur’ diyorsak hakaretin varlığını kabul etmek gerekiyor.”
Kişilik haklarına saldırı
Durak, beden aşağılamanın kişilik haklarına saldırı olduğunu, savcılığa başvurulabileceğini söylüyor.
“Medeni Kanun’da 23, 24, 25. madde bunları düzenlemekte. Kişilik haklarına saldırı… Aynı zamanda bu bir haksız fiildir. Haliyle Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde de kişileri koruyan düzenlemeler bulunmakta.”
Hukuki haklar neler?
Manevi tazminat, yayımdan kaldırılma, erişimin engellenmesi gibi yöntemlere başvurulabileceğini söyleyen Durak, maddi tazminatın da söz konusu olabileceğini ekliyor:
“Hatta eğer bu kişilik haklarına saldırıdan dolayı maddi bir kaybınız varsa aynı zamanda maddi tazminat da talep edebilirsiniz. Mesela işleriniz azalmıştır size yapılan bu saldırılardan dolayı. Örneğin büyük beden mankensinizdir. Hakkınızda çok çirkin ifadelerde bulunur birileri sosyal medya aracılığıyla. Siz de belki iş kaybına maruz kalabilirsiniz. Artık eskisi kadar mankenlik yapamıyorsunuzdur. Bu sebeple uğradığınız kayıpları da talep edebilirsiniz.”
Başa çıkma yolları
Konkan başa çıkabilmek için “Bizim kendilik değerimizi bunun üzerine kurmamamız gerekiyor” diyor ve pasta dilimi egzersizinden bahsediyor:
“Düşünün burnunda hafif bir kemer olan birisi kendini korkunç durumda görebiliyor. Bunu hatırlatanlar da ona çok ciddi bir sıkıntı yaratıyor ama bir insanın güzelliğinde mesela diyelim burnunun payı nedir? Objektif konuştuğunuzda bir süre sonra yavaş yavaş içgörü kazanıyor. Bunda da kişinin kendisine bunu uygulaması lazım.”
TRT