Kadıköy’de dolaşırken sokak gürültülerinin arasında bir Pavarotti aryası, ardından da Aşık Veysel’den bir yanık türkü duyarsanız, muhtemelen Cemal Bey’in gölge oyunu sahnesinin yanından geçiyorsunuzdur.

Bahariye Caddesi’ndeki Süreyya Operası’nın karşısında, güneşin tamamen çekildiği saatlerde, kayıttan çalan müzikler eşliğinde, kumaştan yapılmış sahnede görsel bir şölen sunuyor Karagöz sanatçısı.

‘Hacivat ve Karagöz sahneleniyor galiba’ diyerek sahneyi izlemeye başlayanlar, bir anda Fazıl Say figürü belirince şaşırıyor. Hemen telefonlarıyla kayıt altına almaya başlıyorlar beklenmedik bu sahneyi. Ardından beliren Louis Armstrong, Cem Karaca, Zeki Müren ve daha fazla sanatçı figürüyle, izleyicinin bu alışılmadık gölge oyununa olan merakı artıyor.

Hayal perdesinde müzikal

Hacivat ve Karagöz oyunu, 600 yılı aşkın bir süredir geleneksel bir tiyatro dalı olarak oynatılır. Güncel olan konular üzerinden diyaloglar da döner bu sürekli birbirini yanlış anlayıp, kafiyeli atışmalarla giren iki figürün arasında, klasik yani eskimeyen diyaloglar da.

Cemal Fatih Polat, 11 yıldır gölge oyunu sahneliyor. Yerli ve yabancı sanatçıları, hayal perdesi de denen bu kumaştan sahneye aktararak izleyicilere müzikal tadında geçen birkaç dakika sunuyor. Bu sayede, Türkiye’de ve dünyada beğeni toplamış, popüler parçaların sahiplerinin figürleri aynı sahneyi paylaşabiliyor. Sosyal medya ismi ‘hayalibalaban’ olan Polat, sokakta gölge oyununu izleyenlerin paylaşımlarından da yaptığı işe olan ilgiyi takip edebiliyor.

Yediden yetmişe her yaş grubunun ilgisini çektiğini gözlemlediğimiz gölge oyunu, yurt dışından da onlarca festivale davet alıyor. Polat yurt dışı deneyimlerinden bahsederken, dil unsurunun oyunu yabancılar tarafından anlaşılamaz kılsa da, kafiyeli diyalogların, figürlerin ışık ve perde arasındaki renklerinin hareketlerinin, bir diğer deyişle renkli gölgelerin, birçok yabancının dikkatini çekmeye yettiğini söylüyor.

Hacivat ile Karagöz ölmedi

Polat, Karagöz oyununun belirli günlere sığdırılmaması gerektiğini söylüyor. Örneğin sırf geleneksel diye bir oyun sadece ramazan ayında oynatılmamalı. Bu eğlencenin keyfini çıkarmak için yılın her anı uygun; tabii güneşin gittiği saatlerde olması şartıyla… 600 yıllık serüvenini bugün hala sürdürmekte olan sanat dalı, kimi zaman insanlarca ‘öldü’ veya ‘unutuldu’ olarak düşünülse de, durum bundan uzakta.

Polat’ın söylediğine göre, Türkiye’de çok sayıda Karagöz sanatçısı var. Sadece İstanbul’da sayıları 20-25 arasında. Bursa ve Ankara da da ilgi yoğun. Bu sanatçılar, Yunus Emre Enstitüsünün yurt dışındaki faaliyetlerinde birlikte hareket ediyor. Keza festivallerde gidip gösteri yapan ustalar çok. Dememiz o ki, Hacivat ve Karagöz’ün perdedeki didişmelerinin sonu gelecek gibi değil.

Kostümlü Karagöz oyunları geleneksel Karagöz’e zarar veriyor

Karagöz’ün kostümlü oyuncular tarafından oynanması Polat’a göre, gölge oyununun geleneksel halinin yozlaşmasına yol açabiliyor. Karagöz perdesi kurulduğunda, arkasında figürleri oynatacak olan oyuncu, ilk olarak çocukları geleneksel Türk tiyatrosunun dalı olan gölge oyunuyla ilgili bilgilendiriyor. Hacivat ve Karagöz’ün asırlardır uçlarına değnek takılarak, genellikle dana derisinin usta tarafından ince işçilikle işlenmesiyle ortaya çıkarılan renkli kuklalar olduğunu anlatıyor. Ayrıca, Karagöz oyununu oynayan tek bir oyuncunun 20’ye yakın sesi, farklı karakterleri tek başına canlandırıyor olmasını da…

Fakat bu oyun kostümlü oyuncularla tiyatro sahnesine çıktığında oyuncu sayısı artıyor, renkli figürler, perde ve değnek ortadan kalkıyor, 20’ye yakın ses iki sesle sınırlı kalıyor. Karagöz’ün aslında bu olmadığının, en azından oyun başlamadan önce izleyiciye aktarılması, Türk tiyatrosunun geleneksel bir dalı olan gölge oyununu muhafaza etmek için yararlı olabilir.

Kurgu: Ayhan Aybek  

TRT

By admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir