TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulunda konuşarak uluslararası topluma seslenerek, KKTC’yi tanımaya davetini yineleyerek, Kıbrıs meselesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılına atıfta bulunan Erdoğan, Rumların ortaklık devletini gasp etmesiyle Kıbrıs sorununun ortaya çıkmasının üzerinden 61 yıl geçtiğini hatırlattı.
Erdoğan, o günden bugüne adada barış ve huzurun hakim olduğunu belirterek, Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm getirilmesi için daima samimi irade gösteren tarafın Kıbrıs Türkleri olduğunu vurguladı. Federasyon modelinin artık geçerliliğini tamamen yitirdiğini belirten Cumhurbaşkanı, adada iki ayrı devlet ve iki ayrı halkın varlığını kabul etmenin zamanının geldiğini söyledi.
Kıbrıs Türklerinin haklarının tanınması gerektiğini ifade eden Erdoğan, “Kıbrıs Türklerinin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü hakları yeniden tanınmalı, tecrit artık sona ermeli” dedi. Ayrıca uluslararası topluma, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya ve diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet etti.
TC Cumhurbaşkanı’nın konuşmasının Kıbrıs kısmı şu şekilde:
“Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip ülke olan Türkiye’nin anahtar rolü yadsınamaz.
Kıbrıs Adası’nın kuzeyi ve batısında, ilan edilmiş kıta sahanlığında Türkiye’nin, Ada’nın tümünün etrafında ise Kıbrıs Türklerinin hakları vardır.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden 50 yıl, Rumların ortaklık devletini gasp etmesi sonucunda Kıbrıs meselesinin ortaya çıkmasının üzerinden ise 61 yıl geçti. O günden bugüne kadar Ada’da barış ve sükûnet hakim oldu.
Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm getirilmesi için samimi irade ortaya koyan taraf, daima Kıbrıs Türkleri ve Türkiye’ydi. Federasyon modeli artık geçerliliğini tamamen yitirmiştir. Ada’da iki ayrı devlet ve iki ayrı halk vardır. Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüleri yeniden tescil edilmeli, tecrit artık son bulmalıdır.
Bugün uluslararası toplumu bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet ediyorum.”