Akdeniz Karpaz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen seminerler dizisi kapsamında Kıbrıs Tarihine Damga Vuran İsimler ‘Osman Örek’ adlı seminer gerçekleştirildi.

Seminerin açış konuşmaları çerçevesinde Akdeniz Karpaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Tolga Öz, Osman Örek’in özgeçmişi ile ilgili bilgiler paylaşırken, Üniversitenin Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı Hasan Topal da, Kıbrıs Türk tarihine damga vurmuş kişileri anlatma misyonu üstlendiklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, Kıbrıs Türk halkının bağrından çıkmış önemli bir hukukçunun kendi mücadelesi ile birlikte Kıbrıs Türk Halkı’na verdiği hizmetlerin ele alınıp canlı şahitlerle bunların kayda geçirilmesinin Kıbrıs Türk tarihi açısından önemli olduğunu söyledi.

Osman Örek ile yaptığı sohbetlerde sürekli kendisine Kıbrıs meselesini ve Rumların ve Yunanlıların Kıbrıs Türk Halkı’na yaptıklarını ve onlarla bir anlaşmaya asla varılamayacağını anlattığını ifade eden Tatar, kendi milli şuurunun oluşmasında Osman Örek’in büyük katkıları olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Osman Örek’in çok önemli bir hukukçu olduğunu belirterek, Örek’in o zamanın devrinde en iyi hukuk eğitimini alarak ve mükemmel İngilizcesi ile İngiliz Sömürge döneminde Dr Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş ile birlikte Kıbrıs Türk Halkı’nın hakkını hukukunu aradığını anlattı.

Kıbrıs Türk Halkı’nın egemenlik hakkının 1571’den beridir tartışılmasının kabul edilmez olduğunu kaydeden Tatar, “Biz elbette egemeniz. Elbette Rumlar kadar egemeniz çünkü biz bu memleketin asli unsurlarıyız” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakkına ilişkin şunları kaydetti:

“Biz bağımsız bir devlete sahip olacaksak mutlak suretle bunun şartı elbette egemenlik hakkımızdır. Onun için bugünlerde egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü diyoruz. Kimileri bunun ne anlama geldiğini anlamamak için inat ediyorlar. Egemenlik kendi devletinizi kurma hakkıdır. Rumların sahip olduğu egemenlik hakkı kadar bizim de egemenlik hakkımız vardır.

Eşit uluslararası statü dediğimiz de eğer bir müzakere masasına oturulacaksa devletten devlete olması gerekmektedir. Yani bu KKTC’nin tanınması elbette olacak ama o sonraki iş. Şimdi ne diyoruz bir anlaşma olacaksa mutlak suretle o anlaşmaının bir parçası KKTC devleti olacak.”

Devletten devlete görüşmenin ön şart olduğunu vurgulayan Tatar, yıllar itibariyle Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti, Türklerin ise cemaat olarak masaya oturduğunu ve masa devrildiğinde onların yoluna Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk tarafının ise toplum olarak devam ettiğini hatırlattı ve hala ambargoların devamı şeklinde Kıbrıs Türk halkını ezmeye çalıştıklarına dikkati çekti.

Tatar, KKTC’nin statüsünün yükseldiğini ve Türk dünyasında çok değerli bir devlet haline geldiğini hatırlatarak, bütün Türk devletlerinin Akdeniz’e açılan kapısı olarak KKTC’nin Türk dünyasına çok büyük bir anlam katmakta olduğunu ifade etti.

By admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir