Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu güncel konuşmalarla devam ediyor.

Meclis Genel Kurulu’nda “Girne Antik Liman Restorasyon Kaosu” başlıklı konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan CTP Girne Milletvekili Fazilet Özdenefe, hem cevap verecek yetkili kişilerin salonda olmaması hem de cenazeye katılacağı için konuşmasını haftaya yapacağını söyledi.

Özdenefe, dün trafik kazasında kaybedilen kişinin cenazesine gideceğini belirterek, yaşanan trafik kazasıyla ilgili ciddi spekülasyonlar olduğunu ve trafik ışıklarının hatalı çalıştığı iddiasının açıklanması gerektiğini belirtti.

Özdenefe, Polis Genel Müdürlüğünün derhal açıklama yapması gerektiğini ve Ulaştırma Bakanının da izahat vermesi gerektiğini vurgulayarak Karayolları Dairesi’nin ne yaptığı ve ne yapması gerektiğinin de açıklamaya muhtaç olduğunu söyledi.

Ülkede liyakatın yok olduğunu görüşünü ifade ederek, Karayolları gibi bir dairenin başına öğretmen atanmasını eleştiren Özdenefe “bu teknik dairelere yapılan atamalar 3’lü kararnameyle olmasın” önerisini yineledi.

Özdenefe kamuoyunun konuyla ilgili ivedilikle aydınlatılmasını istedi.

CTP Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali, “Limanların Özelleştirilmesi Girişimi ve Yasa Gücünde Kararname Garabeti” konulu güncel konuşmasının başında, sorumlu bakanın ülkede olmamasını eleştirerek, “sıkıyı gören meclisten kaçıyor” dedi.

Ataoğlu’nun da Genel Kurul Salonundan liman ifadesini duyarkenden kaçtığını ileri süren Şahali, sorulara verecek cevaplar yoksa kaçmanın normal olduğunu kaydetti.

Mağusa için alınan marina kararıyla ilgili sorular soran Şahali, orasının bir sınır kapısı olduğunu ve Ercan ihalesinde “şen başlayan sürecin rehine modeline döndüğünü” iddia etti.

Limanlarda da aynı uygulamanın yapılmasının ülkeyi, devleti rehin bırakacağını savunan Şahali, ”hükümetin boyunu aşan işlerle uğraşması tüm ülkeyi zarara uğratıyor” dedi.

Şahali, özel sektörle işbirliği yapmanın gerekli olduğunu ancak Ercan’daki gibi “devleti yok sayan” zihniyetin limanlarda da uygulanmasının bir “fiyaskonun ilanı” olduğunu savundu.

Limanların “hükümetin yumurta kapıya gelmeden iş yapamadığının” örneklerinden olduğunu söyleyen Şahali, hukuk devletlerinde yasaların anayasadan referans aldığını ancak Kıbrıs Türk Liman İşçileri Şirketinin uzun yıllardır yasa gücünde kararnamelerle faaliyetlerini yürüttüğünü ve bunun yasal olmadığını söyledi.

47 yılda limandaki hacmin ne kadar büyüdüğüne işaret eden Şahali, “bu rantın 5-6 kişi arasında paylaşılmasına izin verilerek, siyasi ranta kaynak sağlandığını” iddia etti.

Şahali, “Ercan’ı bile isteye yok edenler Limanları yok edemeyecek” dedi.

Genel Kurul’da daha sonra CTP Lefke Milletvekili Salahi Şahiner, “AKSA Sözleşmesini Okuyan Hükümet Yetkilisi Var mı?” konulu güncel konuşma yaptı.

Şahiner, hükümetin “şaibeli işlerini” yaz aylarında sonuçlandırmayı seçtiğini ancak AKSA anlaşmasının bu şekilde “görünmez” olmasına izin vermeyeceklerini söyledi.

Şahiner, Kalecik 3 sözleşmesinin yasa çalışmalarının aylar önceden hazırlandığını savunarak, AKSA anlaşmasını madde madde okudu ve  değerlendirmelerde bulundu.

Bu sözleşmeyle “KKTC halkının cebinden alınarak bir şirketin kasasına konacak paranın dudak uçuklatan miktarda olduğunu” söyleyen Şahiner, sözleşmede Teknecik ve Kalecik’in LNG’ye geçmesinin AKSA’nın onayına bağlı olmasını “toplumsal bir rezillik” sözleriyle eleştirdi.

Enterkonnekte olmazsa bu sözleşmenin fes edileceğinin de tamamen bir kandırmaca olduğunu ileri süren Şahiner, elektrikte entegre olma maliyetini Kıbrıs Türk halkının ödeyeceğinin sözleşmede yer aldığını ancak kendisinin farklı ortamlarda bu uygulamanın TC tarafından yapılacağının vaat edildiğini duyduğunu kaydetti.

Şahiner, sözleşmede yer alan alım garantisi, uygulama taahhüdü, kira bedeli gibi maddeleri eleştirerek, entegre geldikten sonra tüm KKTC’nin elektrik ihtiyacının buradan karşılanacağının taahhüt edildiğini yazdığını, bunun önceden yapılan tüm yenilenebilir enerji anlaşmalarını ortadan kaldırabileceğini belirtti.

Sözleşmeye göre, bakım onarım zamanlarında bile AKSA’ya ödeme yapılacak olmasını eleştiren Şahiner, kabloyla elektrik gelmemesi durumunda ise ödenecek kira bedelinin makinaların çıplak bedelinden kat ve kat fazla olduğuna işaret etti.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, “Şahiner ilgili şirketin reklamını, para alsa bu kadar yapamazdı” diyerek, 2016 yılında su projesiyle ilgili de benzer eleştiriler yapıldığını anımsattı. O dönemde destek veren muhalefet yetkililerine teşekkür ettiğini de hatırlattı.

Eylül ayında bile Güney’den elektrik almak zorunda kaldıklarını belirten Amcaoğlu, Ercan sözleşmesinin acı tecrübelere sebep olduğunu, o dönemde devletin yükümlülüklerini yerine getirememesinden kaynaklandığını belirtti.

Amcaoğlu, sözleşmenin şartlarının ilgili mevzuatlar içerisinde yenileneceğini, maliyet analizlerinin tamamlanmasıyla belirlenecek çok şey olduğunu, bu sözleşmede “rezillik” denilebilecek maddeler olmadığını söyledi.

Şahiner’in sözleşme maddeleriyle ilgili yaptığı eleştirileri cevaplayarak, yenilenebilir enerjinin talep edilmesi halinde mevcut altyapının kullanılarak güncellenebileceğini belirten Amcaoğlu, TC Elçisinin ciddi ve güvenilir bir kişi olduğunu ve söylediklerini duyan kişilerin bu taahhütlerin yerine getirileceğinden şüphe etmesine anlam veremediğini vurguladı.

Amcaoğlu, 2019 yılından beri yapılmayan yatırımların ve artan talebin elektrikte yaşanan sıkıntılara sebep olduğunu belirtti.

Erkut Şahali, Amcaoğlu’nun sözlemlerinin hata olduğu iddiasıyla yeniden söz alarak, “utanması gerekenler utandırmaya çalışıyor, utanmazlık buradadır” dedi.

Yatırım yapılmamasının sebeplerini ve zamanlarını sıralayarak, CTP’nin akıl ve yasa dahilinde adım attığını bunu yok sayarak konuşulmasına müsaade etmeyeceklerini belirten Şahali, hazırlanan yatırım planlarının hayata geçirilmiş olması durumunda AKSA’nın varlığına bile ihtiyaç kalmayacağı öngörüsünde bulundu.

Şahali, geçmişte başlayan fizibilite çalışmalarına örnek vererek, “CTP entegre sisteme asla karşı çıkmadı ancak fizibilite çalışmalarının bağımsız kurumlar tarafından yapılması durumunda” dedi.

AKSA’nın yapacağı fizibilite çalışmasının menfaatlerini gözetecek şekilde olacağını savunan Şahali, “hepimiz aynıyız” demenin UBP’nin “hakkı ve haddi” olmadığını söyledi.

Salahi Şahiner, suyun protokol, elektriğin sözleşmeyle yapıldığına dikkati çekerek, maliyet analizlerini okuyarak imza atılmadan kira bedellerinin konuşulmamasının bile halkın aleyhine olduğunu belirtti;

“Bu belirlemelerin sözleşme imzalanırken yapılmaması kul hakkı yemektir” dedi.

TAK/BRT

By admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir