Pfizer-BioNTech’in ürettiği koronavirüs aşısı artık hastanelerle birlikte aile sağlığı merkezlerinde de (ASM) uygulanabilecek. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, aşının aile hekimlerinde uygulanması için e-Nabız ve MHRS üzerinden randevuların açıldığını duyurdu.
Peki daha önce özel saklama koşulları nedeniyle yalnızca hastanelerde uygulanan BioNTech aşısı nasıl artık ASM’ler de yapılabilecek? -80 derecede soğuk zincirde transfer ve saklaması yapılan, -80 dereceden çıktıktan sonra, 2 ila 5 derecede, 5 gün saklanabilen BioNTech aşısı için koşullar değişti. Avrupa İlaç Ajansı ile ABD Gıda ve İlaç Düzenleme Kurumu, Pfizer-BioNTech aşısının buzdolabında 1 ay saklanabilmesi için geçtiğimiz haftalarda onay verdi. Değişen saklama koşulu şartları lojistikten aşı hızına kadar birçok avantaj sağlayacak. Ancak aşılamanın önündeki engel, aşıların yan etkilerine dair asılsız bilgilerin hızla yayılması. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı değişen saklama koşulları ile aşıyla ilgili asılsız iddiaları TRT Haber’e değerlendirdi.
Aşının saklama koşuluyla ilgili koruyucu maddesinde değişiklik yapıldı
“Aşının içeriğinde bir değişiklik yok ama, yapısında, moleküllerinde bir değişiklik oldu, saklama koşuluyla ilgili koruyucu maddesinde bir değişiklik yapıldı. Bu anlamda da artı 2 ila 8 derecede bir ay saklanabilecek. -80’de transfer sağlanıyordu. -80’den çıktıktan sonra, 2 ila 5 derecede, 5 gün saklanabiliyordu. Bu hem lojistik anlamda, hem de saklama dolabının olmadığı illerimizde ve ilçelerimizde sıkıntı meydana getiriyordu. Böylece kişilerin ulaşımı, temin, lojistik anlamda da sıkıntılara yol açıyordu. Soğuk zincirde saklanma koşullarından dolayı aşı kaybına da yol açabiliyordu. Derece olarak saklama koşulu değişince, şimdi aile sağlığı merkezlerine de dağıtımı, ilçelere, küçük yerlere dağıtımı daha rahat olacak. Daha kolay bir aşamaya geçmiş olduk. Normal aşı dolaplarında saklanabileceği için aile sağlığı merkezlerinde, köylerde, ilçelerde herhangi bir sıkıntı olmadan ulaşım sağlanacak.”
Aşılama hızı artacak
“Zaten bu ay itibarıyla da her ay 30 milyon BioNTech geleceğini düşünürsek, aşının hızı konusunda da artış sağlanacaktır. Günlük 200 bini ancak buluyorduk aşılama konusunda, ama saklama koşullarının değişimiyle günlük 800 bini geçen bir aşılama sayısına kavuşabiliriz. Böylece yaz aylarında toplumda bağışıklığı sağlamış olabiliriz. Bunun en önemli şartı halkımızın aşıya olan ilgisi olacaktır.”
Aşılamanın önündeki engel, aşıların yan etkilerine dair asılsız bilgilerin sosyal medyada hızla yayılması. Alerjiden kısırlığa yol açtığına kadar farklı iddialar aşıya olan ilgiyi de olumsuz etkiliyor. Doç. Dr. Ümit Savaşçı aşı konusunda özellikle gençlerin bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
“Aşıların yan etkileri yok denecek kadar az, 3 bin-4 bin aşı yapıyoruz biz de merkezimizde. Herhangi majör bir yan etki de görmedik. Aşılanma çok önemli, toplumun buna ilgi göstermesi gerekiyor. Biraz daha sosyal projelerle desteklenebilir, aşının ne kadar diğer gelişmiş ülkelere fayda sağladığı anlatılabilir. Genç yaşta biraz daha aşı reddi yoğundur, hasta olmayacağım inancı yaygındır. Dolayısıyla gençleri biraz daha bu konuda motive etmek lazım. Sanatçılar, futbolcular, spor camiası da toplumun aşı yapmasını teşvik konusunda destek verebilir. Çünkü bu krizi hep birlikte atlatmamız gerekiyor. Bu konuda da herkesten destek bekliyoruz.”
“Aşının önemi topluma anlatılmalı”
Savaşçı, koronavirüsün birçok sağlık sorununa yol açtığını hatırlatarak, “Beyinde kalpte, akciğerde kalıcı hasarlar da bırakmaya başladı. Günbegün birçok etkisi çıkıyor. İnsanlara hem bunu anlatmak lazım, ikincisi tabii ki bilim dışı insanlar olacaktır, gerçeklerle bağdaşmayan, ispatı olmayacak şekilde hikayeler anlatan insanlar olacaktır. Ama bu konuda da toplumun önde gelen insanlarının destek ve motivasyonu etkili olacaktır. Toplumun güvendiği insanlar vardır. Örnek veriyorum, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, ülkemizin yerli bir aşısında Faz 1 çalışmasına gönüllü oldu. Böyle örnekler var, bu önemli bir şey. Birçok sağlık çalışanı, hekim de gönüllü oldu. Dolayısıyla herhangi bir yan etki de yaşamadık ve inandık biz bu mücadeleye. Toplumu biraz inandırmak, teşvik etmek gerekiyor bu anlamda. Almanya, İsrail, ABD, İngiltere gibi ispatlı, bilimsel verilerle konuşan ülkelerin hepsi bu aşıları yaptırdı. Dolayısıyla zararı olduğu düşünülseydi kendi halklarına da yapmazlardı aşı üretenler. Aşıyla özgürlüğümüzü tekrar elde edebileceğimizin anlatılması lazım özellikle genç kesime…”
Aşılamada aşama kaydeden ülkeler normalleşmeye başladı
Aşılamada nüfusun büyük bölümünü aşılayan ülkeler yaz sezonunu ve seyahatleri başlatmaya hazırlanıyor. Doç. Dr. Ümit Savaşçı Türkiye’de de aşılamanın yüzde 70’lere ulaştıktan sonra normalleşmenin gerçekleşeceğini söyledi.
“İngiltere, İsrail mesela hem ekonomik anlamda hem sosyal anlamda bir çok kısıtlamayı ortadan kaldırdı. Ekonomik anlamda büyümeyi de sağlayacaklar bu yaz. Dolayısıyla hem sosyal, hem toplum sağlığı hem de ekonomik anlamda her anlamda iyileşmek için toplumun en kısa sürede bağışıklık kazanması önemli. Mesela Sinovac aşısıyla bir ilçede kasabada aşılanma sonucunda vaka sayısı sıfıra düştü. İsrail’de vaka sayıları sıfıra yaklaştı Yani aşı yapılan, başarıya ulaşan, bağışıklığı sağlayan ülkeler eski günlerine dönmeye başladı. Hem maske kullanmama alanları genişledi, zorunlulukları kalktı. Sosyal, eğitim bütün alanlara pozitif etkisi oldu. Çünkü eğer toplum eğer bağışıklığa ulaşmazsa yüzde 70 oranında, aşıyla ya da hastalığı geçirerek bu orana ulaşılabilir tabii ki, hastalığı geçirerek ulaşırsak hem organ hasarları hem de kayıplarımız çok olurdu. Aşıyla herhangi bir hasar bırakmadan, ölüm olmadan sağlayabiliriz.”
TRT