Babaeski ilçesine bağlı Pancarköy’deki okuluna yürüyerek giden Remzi Narlı, ortaokulda okulun futbol takımına girdi. Sporla tanışması ortaokul yıllarında başlayan Narlı, öğretmen olduktan sonra da görev yaptığı okullarına sürekli yürüyerek gitmeyi tercih etti.
Günde yaklaşık 20 kilometre yürüyerek zinde kalmaya çalışan Narlı, emekli olduktan sonra 2017 yılında katıldığı yarı maraton koşusunda kürsüye çıkmayı başarırken, sonrasında katıldığı yarışlarda dereceler almayı sürdürdü.
Çanakkale Gelibolu Maratonu (2018 -2020), İstanbul Yarı Maratonu (2018), Edirne 7. Sınırsız Dostluk Yarı Maratonu (2022), Edirne Saros Yarı Maratonu (2022) organizasyonlarında yaş kategorisinde kürsüde birinciliğe çıkan, diğer katıldığı organizasyonlarda derecelere imza atan Narlı, yürümekten ve koşmaktan vazgeçmiyor.
“Bu yaşta kürsüye çıkmak değil, finişe gelmek önemli”
Remzi Narlı, yürümeyi çok sevdiğini söyledi.
Çocukluk yıllarında yaşadığı köy ile okulunun 5 kilometre mesafede olduğunu anlatan Narlı, her gün 10 kilometre yürüyerek okuluna gidip evine döndüğünü anlattı.
Narlı, bu gidiş-gelişlerle elde ettiği kondisyonu yaşam biçimine döndürdüğünü vurguladı.
[Fotoğraf: AA]
Narlı, yürümenin hayatının vazgeçilmezleri arasında olduğunu belirtti.
“Çocukluk, gençlik, öğretmenlik ve emeklilik dönemlerimde de yürümekten, spordan hiçbir zaman vazgeçmedim. Emekli olduktan sonra bir gün yürüyüş yaparken arkadaşlarım ‘Hocam siz koşarsınız.’ dediler. Bir müddet denedik. Olabileceğini gördük. Sonra yerel yarışlara, ülke çapında değişik illerdeki yarışlara katılım sağladık. 2017 yılından bu yana 18 defa kürsüye çıkmışım. Birincilikler, ikincilikler, üçüncülükler hiç önemli değil. Bu yaşta kürsüye çıkmak değil, finişe gelmek önemli. Yürüyün, yürüyün… Bu işin temeli bu. “
Narlı, mesafelerden ziyade spora adım atmanın öneminden söz etti. Narlı, sporun sağlığa, sağlığın da konforlu bir yaşlılık sürmeye katkısı olduğunu vurguladı.
“75 yaşında insan bu işi yapabiliyorsa, daha genç yaştaki insanların daha güzel yapması lazım. En önemlisi kimseye muhtaç olmadan, en yakınına bile muhtaç olmadan sağlıklı bir şekilde yaşlanmak ve geride hoş bir seda bırakmak.”
TRT