Anne karnındayken, kalbinde kanın akciğerlere taşınmasını sağlayan akciğer atardamarlarının bulunmadığı ve delik olduğu tespit edilen Uzay Şimşek bebek, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinin perinatoloji, çocuk kardiyoloji ve çocuk kardiyoloji yoğun bakım ekibinin süreci birlikte yürütmesi ve doğduktan sonra rahatsızlığına hızlıca müdahale edilmesi sonucunda, sağlıklı bir kalple yaşama şansına kavuştu.
Anne Damla Şimşek’in hamilelik sürecinde yaptırdığı düzenli kontroller esnasında, perinatoloji doktorları Uzay bebeğin kalbinde bir sorun fark etti.
Bunun üzerine doktorlar, bebeğin takibini, çocuk kardiyologlarıyla birlikte yürüttü. İncelemelerde, Uzay bebeğin, “pulmoner arter” olarak adlandırılan, kanın kalpten akciğerlere taşınmasını sağlayan kan damarlarının gelişmediği ve kalp odacıkları arasında delik bulunduğu anlaşıldı.
Doğum gerçekleştiğinde oksijen satürasyonu çok düşük olan Uzay bebek, hemen çocuk kardiyoloji yoğun bakımına alındı. Beş gün sonunda anjiyosu yapılan bebeğe, stent yerleştirildi.
Süreci takip eden hekimler, bu tür kompleks vakalara anne karnında tanı konulmasının, takibinin tam donanımlı hastanelerde yapılmasının ve bebeğe doğumdan sonra hızlı müdahale edilmesinin, yaşam süresinin uzatılması açısından önemli olduğuna dikkati çekti.
Kompleks anomaliler multidisipliner yaklaşımla tek merkezde tedavi edilebiliyor
Hamilelik sürecinde anne Damla Şimşek’in kontrollerini yapan Kadın Doğum Hastalıkları ve Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Polat, gebeliklerin 21. haftasında ayrıntılı ultrason yaptıklarını ve bebekte fetal anomali olup olmadığına baktıklarını, ayrıca fetal ekokardiyografi ile kalbini incelediklerini anlattı.
Bu vakada saptadıkları anormallik nedeniyle hastanın durumunu perinatolog, çocuk kardiyoloğu ve çocuk kardiyoloji yoğun bakım uzmanlarından oluşan fetal kardiyak konseyde ele aldıklarını aktaran Polat, aynı ekip ile anne karnındaki bebeği ultrasonla incelemeyi sürdürdüklerini dile getirdi.
Doç. Dr. İbrahim Polat, incelemede, bebeğin kalbinde, akciğerlere giden ana atardamarlar olan pulmoner arterlerin ve kapağının olmadığını ve kalp karıncıkları arasında delikler bulunduğunu fark ettiklerini belirtti.
Tanı kesinleştikten sonra, doğumun ardından yapılacak işlemlere karar verdiklerini aktaran Polat, doğum gününe kadar da bebeğin herhangi bir problem yaşamadığını, doğduğunda da çocuk kardiyolojisine teslim edildiğini kaydetti.
“Böyle kompleks anomalilere tanı konulması zor”
Kalp anomalileri fetusta çok fazla görülse de bunların birçoğunun basit anomaliler olduğunu söyleyen Polat, “Böyle kompleks anomalilerin gözükmesi daha nadir ve tanı konulması da zordur. Fetal ekokardiyografi yapılarak konuluyor tanı. Normal bir kadın doğum uzmanı arkadaşın tanı koymasını beklemeyiz. Kuşkulanıp, bize göndermesi yeterli.” dedi.
Doç. Dr. İbrahim Polat, “Bu tür kompleks anomalilerde mutlaka çocuk kardiyolojisinin acil ya da belli bir süre sonunda müdahale etmesi gereken vakalar var. Bu tür vakalara çocuk kardiyolojisi kendisi karar veriyor; hemen müdahale edilmesi, anjiyo yapılması gerekiyorsa. Bu 3 kilogramlık bebeğe anjiyografi için bizim çocuk kardiyolojisinde hemen müdahale edilebiliyor.” ifadelerini kullandı.
Çam ve Sakura’da büyük bir perinatoloji kliniği bulunduğunu, İstanbul’un yanı sıra Türkiye’nin çeşitli illerinden özellikle tanı konulan vakaların kendilerine başvurduklarını anlatan Polat, “Bu bir ekip çalışması. Perinatoloji, çocuk kardiyolojisi, çocuk kardiyoloji yoğun bakımı ve kardiyovasküler cerrahinin birlikte yaptığı bir iştir. Buraya gelen bu tür hastalar, yatak sıkıntısı olmadıkça sevk edilmeden, burada doğumu, ameliyatı yapılıp taburcu edilmektedir.” şeklinde konuştu.
Dünyanın en gelişmiş merkezlerinde bile bu vakalar “yüksek riskli” görülüyor
Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Cansaran Tanıdır da yenidoğanlarda acil müdahale ihtiyacı olabildiği için bu hastaların Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde doğmasının öneminden bahsetti.
Bu tip hastalar doğuma alındıklarında, kadın doğum ekibinin haber vermesi üzerine kendilerinin de doğumhaneye geldiklerini aktaran Tanıdır, doğumdan sonra ekokardiyografi çektikleri bebekleri kardiyak yoğun bakıma aldıklarını anlattı.
Tanıdır, takiplerini yaptıkları bebeklerden acil işlem gerektirenleri dakikalar ya da saatler içinde anjiyografi ünitesine alabildiklerini dile getirdi.
Doç. Dr. Tanıdır, Uzay bebeğin doğduktan sonra hızlıca yoğun bakıma alındığını ve stabilize edildiğini, durumu sabit hale geldikten sonra da izlemi yapılarak gerekli ilaçların verildiğini ifade etti. Tanıdır, “Beş günlük olduktan sonra anjiyografi işlemi yaparak, anne karnında olmayan akciğer damarı için stent yerleştirdik. Bu, bebeğimize belli bir süre kilo alması ve büyümesi için izin verecek.” dedi.
Dünyaya üç kilogram ağırlığında gelen ve akciğer atardamarı bulunmayan bir hastaya ya cerrahi ya da anjiyografi müdahalesinde bulunulması gerektiğini söyleyen Tanıdır, ikisine de dünyanın en gelişmiş merkezlerinde bile “yüksek riskli” olarak işlem yapıldığını aktardı.
Uzay bebeğe stent taktıklarında satürasyonunun yüzde 80-85 aralığına çıktığını dile getiren Tanıdır, bu sayede büyüyene kadar sorun yaşamayacağını ifade etti.
Tanıdır, Uzay bebeğin tedavisinde ilerleyen süreçte izlenecek adımlara ilişkin, “İlerleyen dönemde, kalbin iki karıncığı arasındaki deliği kapatacağız ve kalbin sağ tarafıyla akciğer damarının arasına bir yapay kondüit dediğimiz damar koyacağız. Büyüdükçe aralıklı olarak müdahaleler gerekecek. Uygun zamanlarda, uygun kontrol aralığına geldiği sürece herhangi bir sorun yaşamadan bunları atlatacağına inanıyorum.” bilgisini verdi.
Müdahale gecikirse bebekte istenmeyen sıkıntılar oluşabiliyor
Doç. Dr. İbrahim Cansaran Tanıdır, doğumların tam donanımlı olmayan hastanede olması durumunda, anne karnında teşhis konulmamışsa bebeğin tanısının gecikebildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Tanı gecikirse müdahale gecikebiliyor. Müdahale gecikince de bebekte istenmeyen sıkıntılar meydana gelebiliyor. Bu konuda en önemli noktalardan biri anne karnında tanının konulması veya şüphelenilmesi daha sonra bu tanının kesinleştirilmesi ve tam donanımlı bir hastanede doğumun yapılması ki erken müdahale yapılabilsin. Hastanemizde 7 gün 24 saat çocuk kardiyoloğu çalışmakta ve perinatoloji ünitesinde perinatologlar olmaktadır. Bu çok büyük bir lüks. Çünkü Türkiye’de her hastanede bu bulunmamakta. Bu açıdan burada doğum yapıldığında her türlü önlem alınarak, hastalara erken dönemde müdahale edilebiliyor.” diye konuştu.
Her yıl Türkiye’de 1000’e yakın bebeğin bu şekilde doğabildiğine dikkati çeken Tanıdır, anne karnında tanı konulmasının, multidisipliner yaklaşabilecek cerrahinin, kardiyolojinin, perinatolojinin ve çocuk kardiyak yoğun bakımın olduğu bir ünitede doğum yapılmasının önemini vurguladı.
Tanıdır, aileleri bu konuda hassas olmaya, anne karnındayken takip edilmeye çağırdı.
“Şu an Uzay bu durumdaysa onların sayesinde”
28 yaşındaki anne Damla Şimşek de bebeğinin kalbinde bir sorun olduğunu öğrenmelerinin kendileri için çok korkutucu bir his olduğunu söyledi.
Bu duruma eşi ve kendisinin çok üzüldüklerini ancak doktorların takipte bulunacaklarını, tedavisinin mümkün olduğunu söylediklerini anlatan Şimşek, “Bebeğim doğduğunda sadece 2 saniye görebildim. Durumu pek iyi değildi. 2 saniyenin sonunda bebeğimi aldılar. 5 gün yoğun bakımda göremedim. Ben de hastanede yatmak durumundaydım sezaryen doğum yaptığım için. Eşim gördü bu süreçte. 5. günün sonunda ben de bebeğimi gördüğümde çok mutlu oldum. Sonrasında anjiyo işlemi gerçekleşti. Yoğun bakım süreci devam etti ama doktorlar her şeyin yolunda gittiğini bildirdi. Sonra servise çıktık. Çok şükür şu an iyiyiz.” ifadelerini kullandı.
Anne Şimşek, hastaneye, kalp ve perinatoloji doktorlarına teşekkür ederek, “Erken dönemde onların teşhisi bizim için çok önemliydi. Bu süreçte de işimizi kolaylaştırdılar. Şu an Uzay bu durumdaysa onların sayesinde. Biz de anne ve babası olarak çok mutluyuz. Bebeğimizin enfeksiyon kapmamasına, satürasyonlarına, nabzına çok dikkat edeceğiz. İlaçlarımızı düzenli kullanacağız, kontrollerimize geleceğiz.” dedi.
Gebelere de seslenen Şimşek, “Bütün kontrollerinizi yaptırın. Hiçbirini ihmal etmeyin. Bu, kötü sonuçlara sebep olabilir gitmediğiniz takdirde. Biz çok şükür erkenden teşhisimizi koyduk. Tedavimiz de bizim için başarılı oldu erken teşhis sayesinde.” şeklinde konuştu.
TRT