TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) kıyılarına doğru ilerleyen Suriye kaynaklı petrol sızıntısına ilişkin herhangi bir riskin görünmediğini söyledi.
Oktay ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ortak basın toplantısı düzenledi.
Oktay, sızıntının Suriye’nin Baniyas bölgesindeki bir rafinerinin yakınında bulunan elektrik santralindeki 15 bin metreküplük depolama tankından fuel-oil sızmasıyla başladığını belirtti. Meydana gelen sızıntı ve onun oluşturduğu kirliliğe anında müdahale edildiğini belirten Oktay, “Özellikle Dipkarpaz bölgesinde Kıbrıs’ta kıyılara vurma riskine karşı da anında tedbirleri aldık.” dedi.
Oktay şöyle devam etti:
“Kıbrıs’ta 3 deniz aracı vardı zaten; 8 araç da yine buradan, römorkörler dahil bölgeye gitti. Türkiye’den Ulaştırma ve Altyapı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız çok ciddi tedbirler almış durumda. Şu an itibarıyla zaten Kıbrıs’ta herhangi bir risk görmüyoruz. Sonrasında yine rüzgarın da yön değiştirmesiyle birlikte İskenderun, Hatay ve Samandağ bölgesine doğru yönelmesiyle biz bu sefer o yönde ciddi tedbirler aldık. Bizim iki büyük gemimiz vardı. Hem Kıbrıs’a gönderdik diğer taraftan da iki gemi daha Hatay bölgesine gönderdik. Denizcilik Genel Müdürlüğümüz bu konuyu özellikle takip ediyor. Orada gördüğümüz manzara şu; kirlilik artık yüzeysel, çok büyük oranda bir kirliliğin kalmadığını görüyoruz, daha parça parça. Tabiri caizse bir bozuk para büyüklüğündeki parçacıklar nezdinde kirliliğin oluştuğu yaklaşık bir 800-1000 kilometrelik bir alandaki kirliliği temizliyoruz. Üstesinden gelinemeyecek bir risk görmüyoruz. Buradan hem Hatay’daki hem de KKTC’deki kardeşlerimize bir kez daha tüm tedbirlerin alındığıyla ilgili ciddi bir riskin bulunmadığıyla alakalı mesajı vermek isterim.”
– “Afetlerin üstesinden gelmeyi birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde başardık”
Türkiye’de son dönemde meydana gelen afetler dolayısıyla KKTC hükümetinin verdiği destekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Oktay, “Türkiye olarak, gerek yangınlar gerek sel ve sonrasında son 1,5 – 2 aydır yoğun bir afet dönemi yaşadık. Hamdolsun hepsinin de üstesinden gelmeyi birlik beraberlik ve dayanışma içerisinde başardık.” dedi.
Oktay şöyle devam etti:
“Bugün sayın Cumhurbaşkanı da sahada manzarayı gördü. Yangınlar döneminde de KKTC hükümeti ve kardeşlerimizin yine birlik ve beraberliğimizi gösterme adına bir köyün özellikle yeniden yapılanmasıyla ilgili katkısı vardı. Bir kez daha teşekkür ediyorum. Hem yangın hem sel afetinde hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize de başsağlığı diliyorum. Yaralılarımız tedavilerini almış durumdalar. Kayıplarımızı tüm ciddiyetimizle arama seferberliğimiz devam ediyor. Artık yaralarımızı yoğun şekilde sarma dönemine girdik.
Cumhurbaşkanımız her adımı yakinen takip etti. Zaten bakanlarımız sahada oldular. En geç bir yıla kadar binalar da dahil tamamı yeniden yapılıp teslim edilecek inşallah. Orada hasar gören hastanemiz vardı belki hatırlarsınız. Havadan hastaların kurtarıldığı bölgeler hamdolsun şimdi hepsi tekrar tek tek hizmete başladı.
İklim değişikliğiyle birlikte bundan sonrasında daha da hazırlıklı olmalıyız. Özellikle dere yataklarına evlerin yapılmamasıyla alakalı. Bu vesileyle ben bir kez daha buradan vatandaşlarımıza özellikle de Karadeniz’deki vatandaşlarımıza bir kez daha hatırlatmış olmak istiyorum.”
– “Maraş konusu Güney Kıbrıs Rum Kesimi tarafından farklı alanlara çekiliyor”
Maraş konusundaki gelişmelerin özellikle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından farklı alanlara çekildiğini vurgulayan Oktay, “Biz orayı ısrarla söyledik. Ölü bir alanın, affedersiniz farelerin dolaştığı bir alanın insanların çocukların artık kullanımına açılması gerektiği bir şehre böyle bir kötülüğün yapılamayacağını ifade etmiştik.” dedi.
Oktay, şu anda bölgenin cıvıl cıvıl olduğunu ve 100 binlerce insanın bölgeyi ziyaret ettiği bilgisini paylaşarak şunları kaydetti:
“Burası Güney tarafına da açık, dolayısıyla bu artarak devam edecek. Bunu farklı yönlere çekerek, gerek AB gerek farklı mahkemeler nezdinde farklı oyunlar içerisinde olan Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne de buradan tekrar bir mesaj daha vermek isterim. Topu sahanın dışına çıkarmanın bir anlamı yok. Maraş’ı biz insanlığın hizmetine açıyoruz. KKTC’nin böyle bir kararı vardır. Yine zatıalinizin, hükümetin ciddi çalışmaları oldu. Biz de Türkiye olarak sizin çalışmalarınızın arkasında durduk ve durmaya devam edeceğiz. Kıbrıs’taki petrol sahalarının oradaki 10 nolu sahada bir sondaj çalışmasının yapılabileceği veya yapılacağıyla ilgili gene Rum Kesimi’nin bir açıklaması var ve anlıyoruz ki tansiyonu yükseltme derdindeler.
Bunun karşılığında KKTC’nin de Türkiye’nin de elinin bağlı kalması düşünülemez ve biz bunu şimdiden çok net bir şekilde ifade ettik. Bunun anlamı bizim de sondaj çalışmalarına başlayacağımız şeklinde olur. Bunun cevabı bu olur. Başka türlü bir cevap da zaten düşünemeyiz. Özellikle uluslararası alanda iki egemen eşit devlet temelindeki öneri ve çalışmalarınızı gıptayla izliyoruz. Rum Kesimi’nin oyunu sahanın dışına taşıma çabalarını da ne yazık ki görüyoruz. 1960 çözümlerine götürecek şekilde. Olmayan, yürümeyen çalışmalar ve çözümlerle tekrar vakit kaybetmenin anlamı yok. Önerinizi Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne de sundunuz ve bütün dünyaya da açıkça ifade ettiniz. Önerinizi sonuna kadar desteklediğimizi bir kez daha ifade etmek isterim.”