Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, İstanbul Finans Merkezi’ne (İFM) taşınma sürecine ilişkin, “Binalar bitti. İçinde birtakım düzenlemeler oluyor. Bunlar yıl sonu veya ocak ayı gibi inşallah taşınılacak durumda olacak. Özellikle Merkez Bankası binası, İstanbul’un büyük ihtimalle yeni sembolü olacak.” dedi.
Aşan, Türkiye 2023 Zirvesi ve Para Sohbetleri kapsamında gerçekleştirilen panelde yaptığı konuşmada, İFM’ye taşınma süreci ve katılım finans sektöründeki son gelişmeler hakkında bilgi verdi.
Özellikle kamu bankalarının şu anda bile taşınacak durumda olduğunu aktaran Aşan, “Binalar bitti. İçinde birtakım düzenlemeler oluyor. Bunlar yıl sonu veya ocak ayı gibi inşallah taşınılacak durumda olacak ki herhalde taşınmaya da başlayacaklar.” diye konuştu.
Aşan, çevre düzenlemelerinin yapılacağını, çok geniş bir alanda büyük bir proje olduğunu ifade ederek, “İçeri girdiğinizde çok gurur duyuyorsunuz. Özellikle Merkez Bankası binası, İstanbul’un büyük ihtimalle yeni sembolü olacak. İkonik bir bina, mimarisi çok güzel oldu. İFM’nin açıldığında hızlı bir şekilde aktif hale geleceğini, ciddi bir doluluğu yakalayacağını düşünüyoruz.” diye konuştu.
İstanbul’un halihazırda bir finans merkezi ve bölgenin göz bebeği olduğunu vurgulayan Aşan, İFM’nin bunu daha etkili hale getireceğini, biraz daha değer katacağını söyledi.
Düzenleyici kurumların hepsinin bir arada olmasının öneminden bahseden Aşan, böyle bir alan yaratıp bu alana özgü bir kanuni düzenleme yapıldığında daha önce İstanbul’da olmayan finansal ürün ve faaliyetlerin İstanbul’a taşınmasını sağlayacağını kaydetti.
“Hedefimiz; katılım finansın sektördeki payını yüzde 15’e çıkarmak”
Göksel Aşan, katılım finans hakkında yapılan düzenlemelere ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, şunları ifade etti:
“Katılım Finans Strateji Belgesi epey bir ses getirdi. Bize de çok fazla sayıda pozitif yorum geliyor. Belli ki ülkenin bir kesimi bunu bekliyormuş ve bir ihtiyacı karşıladığı anlaşılıyor. Sadece bu alanı düzenleyen bir kanunun olması bile başlı başına bir mesajdır. Bankacılık ya da sermaye piyasaları kanunları içerisine gömülmüş maddelerden ziyade, daha net ve anlaşılır, bankacılığın bir parçası muamelesi görmeyen bir sektör olması başlı başına bir mesaj. Bizim açımızdan en kritik meselelerden biri bu sektörün toplumdaki güvenilirliğini artırmak. Bu sektörün ilk müşterileri, faiz hassasiyeti olan muhafazakar insanlar. Onların katılım finans kuruluşlarına güvenini bir şekilde artırmamız lazım. Zor bir konu baktığımızda. Burada da kilit önemi, topluma bu güveni iyi verecek bir kurumsal yapı olduğunu düşünüyoruz. O yönde bir çalışma var ki bu kritik. Bir diğer taraftan da biz katılım finans kuruluşlarının bir araya gelip kendi birlikteliklerini oluşturmasını çok önemsiyoruz. Katılım finansın onların hepsinin bir araya geldiği bir yapı ile büyüyebileceğini düşünüyoruz.”
“Gelecek yıl tüm bankacılığın katılım bankacılığı olacağı” yorumlarına ilişkin görüşlerini de paylaşan Aşan, “Bizim hedefimiz belli, sektördeki payımızı yüzde 15’e çıkarmak. Bunu da inşallah 2025’e kadar başarmak. Diyelim ki bizim bankacılık sistemi, finansal sistem ve tasarruf sahiplerimiz tercih etti ve payımız yüzde 51 oldu… Bunda ne rahatsızlık var? Neresinde bir kötülük var? Yapabilirsek ne güzel bir alanın büyütülmesi… Şimdiye kadar neden payımız yüzde 15 olmadı diye eleştirilmemiz lazım.” dedi.
“Halka arzlara yatırımcı talebi oldukça güçlü”
Borsa İstanbul AŞ Genel Müdürü Korkmaz Ergun da sermaye piyasalarından şirketlerin daha fazla kaynağa ve imkanlara kavuştuğu bir ortamı hazırlamaya çalıştıklarını söyledi.
Büyük sanayi şirketlerinden sadece 100’ünün borsada işlem gördüğüne dikkati çeken Ergun, bu sebeple önemli şehirleri ziyaret ederek birçok anlamda Borsa İstanbul’un kendileri için ciddi bir alternatif olduğunu anlatmak istediklerini belirtti.
Ergun, 2021’de 33, bu yıl ise 47 halka arz yaptıklarına işaret ederek, “Gelecek yıl bu sayının artarak devam etmesini hedefliyoruz. Halka arzlara yatırımcı talebi oldukça güçlü. Son 2 seneye baktığımızda halka arzlarda yatırımcı sayısında 600 binleri bulabiliyoruz.” şeklinde konuştu.
Halka arz süreçlerinde şirketlerin yanında olduklarını vurgulayan Ergun, şunları söyledi:
“Büyük sanayi şirketlerimize hizmet verirken, onlar için ‘borsaya gelirken yoldaki taşları temizlemeye talibiz’ derken, diğer taraftan KOBİ’ler, start-up boyutundaki şirketlerimize, ileride halka arz potansiyeli olan ama henüz hazır olmayan daha küçük ölçekli şirketlerimizin işlem görebileceği bir girişim sermayesi pazarı oluşturma konusunda SPK ile birlikte çalışıyoruz. Bu konudaki Tebliğ taslağı görüşe açıldı. İki kurum olarak çalışmalarımız devam ediyor. Start-up ve KOBİ ölçeğindeki şirketlerimiz, sadece sermaye artırımı yoluyla, şirkete girecek kaynakla yatırımlarını, büyümelerini sağlayabilecekleri ve sadece nitelikli ve kurumsal yatırımcılara ihraç yoluyla gerçekleştirebilecekleri kaynak temini ile borsamızda işlem görmeye başlayabilecekler. Böylece şirketlerimiz hem yatırımlarını gerçekleştirme yoluyla büyürken, hem kurumsallaşarak halka arza hazır hale gelecekler. Belli bir süre sonrasında tüm koşulları sağlamak kaydıyla halka arza hazır hale gelecekler. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) desteğiyle inşallah bu pazarımızı en yakın zamanda açmayı düşünüyoruz.”
“Gelecek dönemde ciddi anlamda teknoloji yatırımı yapacağız”
Korkmaz Ergun, yurt dışı ilişkiler anlamında ilk amaçlarının teknoloji ihraç etmek değil, gittikleri yerlerden yatırımcıları ülkeye getirmek ve oradaki büyük şirketleri borsaya kazandırmak olduğunu vurguladı.
Abu Dabi borsasına teknoloji ihraç etmelerinin ardından ticari ilişkileri de geliştirdiklerini ve bir fon kurduklarını anlatan Ergun, böylece oradaki yatırımcıların direkt Borsa İstanbul’a bağlanmalarının önünü açtıklarını ifade etti.
Ergun, Türkmenistan borsasının teknoloji konusunda yardım istediği bilgisini vererek, buradaki amaçlarının Türkmenistan’daki büyük doğal gaz şirketlerinin halka arzı gündeme geldiğinde, diğer borsalara göre iyi bir alternatif haline gelmek olduğunu söyledi.
Sudan’ın da altın borsası kurma konusunda bir taleple geldiğini anlatan Ergun, “Belki oradaki altınları çıkarıp antrepo diye kurduğumuz uluslararası saklama merkezinde Sudan’ın altınlarını saklayarak ülkemize bu anlamda rezervlerine katkı sağlayabiliriz.” dedi.
Gelecek dönemde ciddi anlamda teknoloji yatırımı yapacaklarından da bahseden Ergun, “Borsamızda ciddi anlamda kapasite büyümesi içerisindeyiz. 2017’de 3,7 milyar emir gelirken bu yıl 12 milyara yakın emir kapasitesi ile karşılaştık. İnşallah 2023 ve sonrasında yeni ürünlerle yatırımcıların önünde olmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuşmasını tamamladı.
Yatırımcı testi merkezileştiriliyor
SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül de sermaye piyasalarının sadece arz taraflı değil, talep taraflı da çok ciddi geliştiğini söyledi.
Yatırımcı sayısının bu yıl 3,5 milyona yaklaştığına dikkati çeken Gönül, başvurulara bakıldığında şirketlerin sermaye piyasalarına talebinin arttığını ve sermaye piyasalarına korkuyla bakma sürecini atlattıklarını ifade etti.
Gönül, şirketlerle artık çok yakın temasta olduklarını belirterek, “Kendilerine halka arzı ve sermaye piyasalarını anlatmaya çalışıyoruz. Bilgilendirmelerle daha kolay ve sürdürülebilir finansmana ulaşım imkanını anlatacağız.” dedi.
2023 yılı halka arzlarına ilişkin için sayı vermenin doğru olmayacağını ancak başvuruların güçlü olduğuna değinen Gönül, şu andaki başvurularda gördüklerine göre gerçek anlamda sanayi ve reel sektörden, yatırımcılardan çok ciddi bir teveccüh olduğunu ifade etti.
Gönül, yerli yatırımcının borsaya talebiyle birlikte sosyal medya düzenlemelerinin de devam ettiğini belirterek, sosyal medyadaki bazı hesaplarda vatandaşların hedef alındığını kaydetti.
Sosyal medyadaki paylaşımların ardından kapalı gruplarda fiyatları kendi çıkarlarına göre biçimlendirmeye çalışanların olduğuna işaret eden Gönül, işlerinin bunlarla mücadele etmek olduğunu söyledi.
Gönül, gerekli yasal düzenlemelerle birlikte finansal okuryazarlığın artırılması için çabaladıklarını aktararak, sosyal medyada milyonlarca hesap olduğunu ve bunların hepsini engelleme gibi bir imkanlarının bulunmadığına dikkati çekti.
Gençlerin ve ev hanımlarının finansal okuryazarlığını geliştirmenin ayrı ayrı birer hedef olduğunu kaydeden Gönül, “Bundan sonraki yol haritamızda yapmak istediğimiz en önemli şey finansal okuryazarlığı tek bir çatı altında organize etmek.” değerlendirmesinde bulundu.
Gönül, yatırımcıya ulaşmanın öneminden bahsederek, “Bunun da belirli yolları var. Madem bazı hesaplar sosyal medyada bu işi manipüle ediyorlar. Biz de sosyal medyayı çok ciddi anlamda güçlü kılarak kullanmamız lazım. Bunun için bu konuda çalışmalarımıza başladık.” dedi.
SPK Başkanı Gönül, sertifikalandırma ve bu sertifikaları geçerliliğini sağlama yöntemi için paydaşlarıyla fikir alışverişlerine devam ettiklerini kaydederek, çok kısa bir zamanda bu hedeflerine doğru yürümeye başlayacaklarını dile getirdi.
Sertifikalandırma için üç bakanlıkla birlikte çalıştıklarını ve protokol çalışmaları olduğuna dikkati çeken Gönül, bir şirket üzerinden hazırlanan eğitimler sonrası sertifikalandırma sürecinin başlayacağını söyledi.
Gönül, borsaya gelenlerin belirli bir testten geçmek zorunda olduklarını hatırlatarak, “Kısa bir sürede bu testi merkezileştiriyoruz. Bireyler böylece daha ciddi bir testten geçtikten sonra pay piyasasında yatırımcı olabilecekler.” dedi
Bankacılık dışı finansta pazar payı hedefi yüzde 20
Finansal Kurumlar Birliği (FKB) Başkanı Ali Emre Ballı da bankacılık dışı finans sektörünün işlem hacminin 2022’de yüzde 82 artığını belirterek, gelecek sene de büyümek için var güçleriyle çalışacaklarını söyledi.
Bankacılık dışı finans sektörünün şu anda yüzde 14 olduğunu ifade eden ballı, pazar paylarını gelecek sene yüzde 20’ye çıkarmayı hedeflediklerini kaydetti.
Ballı, bankaların fonladığı riskleri bankacılık dışı finans sektörüyle paylaşarak buradan gelen desteği reel sektöre aktararak reel sektörü daha çok destekleyebileceklerini öngördüklerini bildiren Ballı, sektörün son dönemde Takasbank’tan kredi kullanarak reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamaya başladığını belirtti.
TRT