Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda yapılan güncel konuşmalarda sağlık konusu da tartışıldı.

 

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Filiz Besim, “İlaç İhaleleri ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Sağlık Hizmetleri” konulu güncel konuşmasında, her gelen hükümetin tarihin kendisiyle başladığını düşündüğü eleştirisinde bulunarak, başladı.

TC Sağlık Bakanı ile bir protokol imzalandığını ifade eden Besim, protokolü, sağlığın çöktüğünün bir resmi olarak gördüğünü belirterek, ülkede doğru sağlık sistemlerinin kurulması gerektiğini söyledi. Besim, “Kalkanlı Yaşam Evi ne oldu?” sorusunu da sordu.

İlaç ihaleleri konusuna da değinen Besim, 150 milyonluk bir ihalenin zarf usulü yapılamayacağını belirterek, bunun çok büyük bir rakam olduğunu ifade etti. “200 milyonluk bir ilaç alımının Türkiye’deki USHAŞ şirketine devredildiğini” savunan Besim, ülkede ilaç takip sistemi kurulması gerektiğini kaydetti. Besim, İlaç Eczacılık Dairesi’nin kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Reçete yolsuzluğu konusunda da değerlendirme yapan Besim, konunun, hekim camiasının itibarını sarsacak şekilde patlak verdiğini söyledi.

Hastaların bu konuda sıkıntı yaşadığını ve mağdur olduğunu dile getiren Besim, kırılgan ve zayıf olan sistemin yamalarla toplanmaya çalışıldığını belirtti. Konunun çok daha radikal bir şekilde ele alınması gerektiğini ifade eden Besim, hastanın hizmet alabilmesi için sağlık sisteminin yetkilendirilmiş olmasının önemi üzerinde durdu.

Genel Sağlık Sigortasının kurulması gerektiğini kaydeden Besim, kamu sağlık hizmetlerinin de bu çerçevede çağdaş hale getirilmesi gerektiğini ifade ederek, “Bu sistemi el ele vererek kurmak zorundayız” dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yapısının çok fazla yük yüklemeye müsait olmadığını kaydeden Besim, bakanlığı yeniden organize eden bir yasa tasarısının Meclis’e getirilmesi gerektiğini de ifade etti.

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek ise, Besim’e yanıt verdiği konuşmasında, Kalkanlı Yaşam Evi’nde yetki karmaşası diye bir şey olmadığını çünkü evin 2023’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına devredildiğini ve Sağlık Bakanlığının lojistik destek sağladığını söyledi.

“Bu kurumlar hepimizindir, bu devletindir, bu ülkenin insanınındır” diyen Dinçyürek, tedavi ve bakım gören insanların da bu ülkenin ve devletin bir parçası olduğunu belirtti.

165 milyonluk ek bütçeden gelen kaynakla ihaleye çıktıklarını ifade eden Dinçyürek, bu ihalenin Kamu İhale Yasası’nda doğrudan alım yöntemi denilen tamamen ihale yasasına uygun olduğunu kaydetti. Dinçyürek, ihale ve rekabet ortamının fazlasıyla oluştuğunu anlattı.

Her zaman B planı olması gerektiğine inandıklarını ifade eden Dinçyürek, iki ülke arasındaki uluslararası anlaşmanın gereği olarak USHAŞ’a da böyle bir ilaç ihalesi olduğunu aktardıklarını söyledi. Dinçyürek, bu çerçevede 460 kalem ilaç için yerel 13 firma tarafından atılan tekliflerin en uygun olanını karara bağladıklarını belirtti.

İkinci ihale yönteminin 200 milyon değil 195 milyon olduğunu kaydeden Dinçyürek, bunun USHAŞ ile bir ilgisi olmadığını, sadece USHAŞ’tan teklif alınmayacağını ifade etti. Bu ihalenin ilerleyen birkaç gün içerisinde Merkezi İhale Komisyonu’na teslim edileceğini kaydeden Dinçyürek, İhale Yasası’na uygun pazarlık usulü kapalı zarf yöntemiyle Merkezi İhale Komisyonu üzerinden ihaleye çıkılacağını vurguladı. Dinçyürek, USHAŞ’ın ilaçları tedarik etmek için teklif atması durumunda bunun değerlendirileceğini söyledi.

Bu yıl 2024 bütçesini geçirir, geçirmez 2023’ün sonunda 2024’ün ilk günlerinde ilaç ihalesine çıkacaklarını da açıklayan Dinçyürek, ayrıca ilerleyen günlerde Merkezi İhale Komisyonu’na verilecek ikinci etap ihalede fiyat sabitleme teklifine çıkacaklarını kaydetti.

İhale kapsamı yöntemleri dışında bir şey yapılmadığını belirten Dinçyürek, en erken zamanda, en etkili biçimde yasal adımları atmaya devam edeceklerini söyledi.

-“Bir şeyi birilerine devretmiyoruz. Biz yol haritamızı belirledik”

TC Sağlık Bakanı ile protokol değil eylem planı imzaladıklarını ifade eden Dinçyürek, “Bir şeyi birilerine devretmiyoruz. Biz yol haritamızı belirledik. Yürüyeceğimiz yolda Anavatan Türkiye’nin bizlere sağlayabileceği her türlü bilgi birikimi, deneyimin ve insan kaynaklarını kullanma konusunda, eksiğimizi tedarik etme konusunda da bir kararlılığımız vardır. Bundan rahatsızlık duymayız” diye konuştu.

İlaç Eczacılık Dairesi’nin yasasıyla ilgili teknik komitenin toplanarak, hızlı bir şekilde çalışmaları tamamlayacaklarını belirten Dinçyürek, “Temel hedef insanımıza kesintisiz sağlık hizmetini en iyi şekilde, en üst düzeyde verebilmek” dedi.

Dinçyürek, kamu yararını ve devletin mali imkanlarını en rasyonel, en etkili şekilde kullanmanın görevleri olduğunu vurguladı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu da, Kalkanlı Yaşam Evi’nin 2023 yılı içerisinde bina anlamında Çalışma Bakanlığına verildiğini,1 Ocak 2024’ten itibaren tamamen bakanlığın kontrolünde olacağını kaydetti.

Kalkanlı Yaşam Evi konusunda hassas olduklarını ve ciddi iyileştirmeler yapıldığını ifade eden Gardiyanoğlu, tamiratların hepsinin yapıldığını söyledi.

Kalkanlı Yaşam Evi’nin bahçe düzenlemesi ve tüm binanın bitirilmesi için 7.3 milyon TL’lik keşif ve şartnamelerin hazırlandığını kaydeden Gardiyanoğlu, TC kaynaklı 2024 yılı içerisinde ihaleye çıkacaklarını belirtti.

Gardiyanoğlu, şu anda kamu hastanelerinde muayene olan ve kamu reçetesi alan hastaların, eczanelerden peşin ödeme kaydıyla ilaçlarını aldıktan sonra faturasını getirdiğini ve 15 günlük süre içerisinde bunun iade edildiğini anlattı.

Sadık Gardiyanoğlu, Genel Sağlık Sigortası konusunda Sağlık Bakanıyla tam bir uyum içerisinde olduklarını dile getirdi.

Bir kısım hastanın doktor ve ilaca erişimi konusunda sıkıntı yaşadığının doğru olduğunu ancak her bir olaydan sonra dalgalanma olduğunu kaydeden Gardiyanoğlu, “Gailemiz aynıdır, amacımız kimseyi dövmek değildir” dedi. Gardiyanoğlu, linç girişiminin karşısında olduklarını da ifade etti. Sistem konusunda ilgililerle toplantılar yaptıklarını ifade eden Gardiyanoğlu, birçok doktorla görüştüğünü ifade ederek, paydaşlarla temasını kopartmadığını kaydetti.

Sadık Gardiyanoğlu, milletvekillerinin sorusu üzerine, 13 Eylül öncesi sahte reçete olayı gündeme geldiğinde, Tabipler Birliği, Serbest Çalışan Hekimler Birliği, Tıp-iş ve Eczacılar Birliği’nin katılımıyla 3 kez toplantı yaptıklarını söyledi.

-“En büyük sıkıntı vicdandaki sistemsizlikti”

Gardiyanoğlu, çöplerde bulunan ilaçların akıbetinin sorulması üzerine, saklama koşullarının bilinmemesinden dolayı ilaçların emare olarak kaldığını söyledi.

“En büyük sıkıntı vicdandaki sistemsizlikti” diyen Bakan Gardiyanoğlu, “Önemli olan niyettir… Niyetiniz farklı ise mutlaka bir açık kapı bulunur” şeklinde konuştu.

Ülkede, Ağustos 2023 verilerine göre, 67 bin 306 KKTC vatandaşı, 30 bin 374 TC vatandaşı, 19 bin 230 üçüncü dünya ülkesi vatandaşı aktif çalışan olduğunu belirten Gardiyanoğlu, önemli olanın kayıt dışılığın önüne geçmek olduğunu söyledi.

By admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir