Pamuk, polyester, elastan… Tüketiciler satın alırken ürünün renk ve modeline odaklansa da dikkat edilmesi gereken bir detay daha var; elyaf kompozisyonu.

Ürünün nerede üretildiğinden, kumaşının hangi bileşenlerden oluştuğuna kadar birçok bilgi ürünün iç kısmında bulunan etikette yer alıyor.

Peki, bu değerler nasıl belirleniyor? Giydiğimiz ürünlerin satıştan önce geçtiği test aşamalarına yakından bakalım.

Her ürün testten geçmek zorunda

Türkiye’de satılan, ithal veya ülke içinde üretilmiş tüm ürünler Ticaret Bakanlığı’nın belirlediği bir takım testlerden geçmek zorunda. Bu testlerle ürünün hem doğru elyaf kompozisyonu belirleniyor hem de tüketici sağlığını olumsuz etkileyebilecek maddeler tespit ediliyor.

“Elyaf değerleri belirlenirken hata payı neredeyse sıfır”

Test süreci akredite olan laboratuvarlarda gerçekleşiyor. Ürünün örneği laboratuvara ulaştıktan sonra numaralandırılıp gireceği testlere göre kategorilere ayrılıyor.

Elyaf kompozisyonunu belirleme testleri ilk olarak mikroskopta başlıyor. Bu test aşamasını Laboratuvar Müdürü Eray Ertaş şu sözlerle anlatıyor:

“Satın aldığımız her ürünün etiket içeriğinde elyaf oranları yazar. Ürünlerin kimyasal gerekliliklerini kontrol ederek elyaf-lif oranlarının müşteriye daha güvenli bir şekilde ulaştırılması için çalışıyoruz. Bunları belirlerken bir takım fiziksel ve kimyasal yöntemler kullanılıyoruz. Öncelikle mikroskopla elyafın türünü belirliyoruz. Elyafın türüne göre sorumlu kişi uygun yöntemleri belirliyor ve gerekli olan kimyasal ayrım işlemine geçiliyor.“

Kimyasal testlerin ardından, numune kumaşın elyaf değerini anlamak için tartım yapılıp hesaplamalara geçiliyor. Yapılan değerlendirmelerin ardından, teste giren kumaşın içindeki elyaf türleri yüzdesel olarak tespit ediliyor ve müşteriye raporlanıyor.

Bu sürecin çok aşamalı olduğunun altını çizen Eray Ertaş, gerçekleştirilen testlerde ve raporlanan değerlerde hata payının neredeyse sıfır olduğunu belirtiyor.

“Bir mağazaya gidip elimize iki ürün aldığımızda ikisinin de etiketinde yüzde 100 pamuk yazmasına rağmen dokularının ve hissiyatlarının farklı olduğunu görebiliriz. Bu durum ürünün üretim aşamalarından kaynaklanıyor. Bizim elyaf laboratuvarında elde ettiğimiz ve raporladığımız sonuçların hata payının son derece düşük olduğunu söyleyebilirim.”

Sağlığa zararlı maddelerin de kontrolü yapılıyor

Laboratuvarda sadece ürünün elyaf kompozisyonu belirlenmiyor. Gerçekleştirilen organik ve inorganik testlerle ürünün ağır metal, kurşun, alerjenik ve kanserojenik boyar madde gibi zararlı maddeleri barındırıp barındırmadığı da tespit ediliyor. Gerçekleştirilen fiziksel testlerde ise yırtılma, aşınma, kopma, tüylenme ve yanma gibi yine kullanıcı açısından önemli durumlar test ediliyor.

2022 yılında 2 bin 155 parti ürün incelendi

Ürünlerin elyaf kompozisyonu başta olmak üzere diğer unsurlarla ilgili Ticaret Bakanlığı’nın denetimleri de aralıksız devam ediyor. Bakanlığın 2022 yılında tekstil ürünlerine yönelik gerçekleştirdiği piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinde bin 211 firmada 2 bin 155 parti ürün incelendi.

Bu incelemelerde 28 ürünün kimyasal içeriği ve fiziksel özellikleri bakımından mevzuatta belirlenen şartlara uygun olmadığı, 22 ürünün ise “Tekstil Elyaf İsimleri ve Tekstil Ürünlerinin Elyaf Kompozisyonlarıyla İlgili Etiketleme ve İşaretleme Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine uygun olmadığı tespit edildi.  

Tekstil sektöründe kumaş değerleri test ve denetime tabii tutuluyor

Tekstil sektöründe kumaş değerleri test ve denetime tabii tutuluyor

Tekstil sektöründe kumaş değerleri test ve denetime tabii tutuluyor

Tekstil sektöründe kumaş değerleri test ve denetime tabii tutuluyor

Tekstil sektöründe kumaş değerleri test ve denetime tabii tutuluyor

TRT

By admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir